Esas No: 2022/719
Karar No: 2022/4259
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/719 Esas 2022/4259 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, bir tapu iptali ve tescil davasında verilmiştir. Davacı, dava konusu olan taşınmazın 300 m²'lik kısmının kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, tapunun iptali ve tescilinin kendisi adına yapılmasını talep etmiştir. Ancak mahkeme, taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca satıldığını ve davalı adına tescil edildiğini belirterek, davacının talebinin dinlenmeyeceğini açıklamıştır. Kararın sonunda, hükmün davalı vekilinin temyiz itirazları üzerine bozulduğu ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince yeniden değerlendirileceği belirtilirken, tarafların HUMK'un 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme talebinde bulunabilecekleri bildirilmiştir. Kanun maddelerine ilişkin detaylı açıklama yapılmamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında ... İli Sultanbeyli İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 5 parsel sayılı 431,82 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bu taşınmazın bahçe ve üzerindeki bir ve dört katlı kargir evin 1988 yılından beri ... evladı ...'in fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 02.08.2010 tarihinde tespit ve 07.10.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 Sayılı Kanun uyarınca 05.12.2013 tarihinde ...’e satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacı vekili; dava konusu 101 ada 5 parselin 300 m2'lik kısmının davacı zilyetlik ve kullanımında olduğunu, kalan kısmının ise davalı tarafından kullanıldığını, ancak kadastro çalışmalarında tamamının davalının adına yazıldığını, davacının taşınmazı 08.07.1989 tarihinde ... ...’ndan satın aldığını, vergilerini ödediğini, taşınmazı duvarla çevirip ağaçlar dikerek bahçe olarak kullandığını, ilgililerce davacının dava konusu ettiği yerin 101 ada 4 parsel olduğunun belirtildiğini ancak bu yerin araştırmalar neticesinde 101 ada 5 parsel içerisinde kaldığının öğrenildiğini, bu parselin de davalı tarafından adına yazdırılarak daha sonra satın alındığını, bu nedenle dava konusu 101 ada 5 parselin 300 m2'lik kısmına ilişkin davalının yapmış olduğu ödemelerin kendisine ödenerek ve devlete ödenmesi gereken miktar da varsa bunun da ödenerek bu kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile; ... İli Sultanbeyli İlçesi ... Mahallesinde bulunan ve tapuda 101 ada 5 parselde kayıtlı davalı ... adına kayıtlı taşınmaz tapu kaydının iptali ile 21914/43182 payın davacı adına tesciline karar verilmiş olup hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece; her iki tarafça satış senetleri ibraz edildiği, davalının satın almış olduğu 268 m²'lik kısmı kullandığı ve taşınmazın diğer dava konusu olan miktarı ile ilgili olarak satın aldığına dair bir kanıt ileri süremediği, davacı tarafça ibraz edilen satış senedine göre dava konusu olan taşınmazın 300 m² olarak davacı tarafça satın alındığı, buna dair emlak vergi beyanlarının da yatırıldığı, tüm kanıtların ve tanık beyanlarının dikkate alındığı, dava konusu olan taşınmazın tarafların kullanımlarında bulunan alanlarının da göz önünde bulundurulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup işin esasına girecek şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı eldeki davayı 04.04.2014 tarihinde açmış olup dava konusu 101 ada 5 parselin tamamı 6292 sayılı Kanun uyarınca 05.12.2013 tarihinde davalı ...’e satılarak tapuda adına tescil edilmiştir. Davacı eldeki bu davayı davalıya yapılan satış işleminden sonra açtığına ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece, az yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.