Esas No: 2022/738
Karar No: 2022/4257
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/738 Esas 2022/4257 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Saray ilçesi Safaalan Köyü'nde bulunan bir taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemiyle açılan dava sonucunda Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Ancak, tapu kaydının 6292 sayılı Kanuna uygun olarak davalı adına tescil edilmesi sebebiyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, Hazinenin satış işlemi geri alınmadıkça idari işlem niteliğindeki satışın yolsuz olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Mahkeme kararı, uygun şekilde davanın usulden reddedilmesi gerektiği yönünde bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ile 6292 sayılı Kanun ve 6100 sayılı HMK kararına Geçici 3. madde ile yollanarak, HUMK'un 428. maddesi gereğince hüküm bozulmuştur. Taraflarca karar düzeltme yolu kapalıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, Tekirdağ ili Saray ilçesi Safaalan Köyü çalışma alanında bulunan 864 parsel sayılı 300,93 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu ...’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına 03.07.2012 tarihinde tespit ve 14.08.2012 tarihinde tescil edildikten sonra, 6292 sayılı Kanun uyarınca 19.11.2013 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacı ..., Tekirdağ ili Saray ilçesi Safaalan Köyü 864 parselin kendisine ait olduğunu, taşınmazı 1996 yılından beri kullandığını ve 2/B uygulaması esnasında kendi adına tespit gördüğünü, ancak tespitten kısa bir süre sonra her nasılsa davalı adına yazıldığını, yapılan görüşmeler üzerine yeniden yeniden kendi adına yazıldığını, başvuru yapılmaya gidildiğinde davalı adına tapulama yapıldığının öğrenildiğini, davalının yerinin başka yerde olduğunu, bu yere ilişkin babası ... ... ile davalı arasında tarla satış senedi bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, Tekirdağ ili Saray ilçesi Safaalan Mahallesi 864 parselde davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6292 Sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı ... tarafından yaklaşık 15 - 20 yıldır tarım arazisi olarak aktif kullanıldığı, bu itibarla kullanım kadastrosu tespiti sırasında taşınmaza zilyet olduğu, davalı ...'a 28.11.1998 tarihli adi yazılı senet ile satılan yerin bilirkişi raporuna ekli krokide sınırları mavi noktalarla gösterilen yer olduğu, bu haliyle davalı adına yapılan tespit ve tescilin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir. Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem, idari işlem niteliğinde 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satış işlemi olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın / taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı, eldeki davayı 25.04.2014 tarihinde açmış olup dava konusu 864 parselin tamamı 6292 sayılı Yasa uyarınca 19.11.2013 tarihinde davalı ...’a satılarak tapuda adına tescil edilmiştir. Davacı, eldeki davayı, davalıya yapılan satış işleminden sonra açtığına ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre, davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, belirtilen gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.