12. Ceza Dairesi 2014/3087 E. , 2014/10836 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 3.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının maddi tazminat talebinin reddi ile, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı vekili 18.12.2007 tarihli dilekçesi ile davacının kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii önüne çıkarılmadığı, serbest bırakılmadığı ve hakkında karar verilmediği nedeni ile 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup, yapılan inceleme sonunda mahkemece, davacının tazminat talebinin dayanağı olan yargılandığı mahkemedeki davanın henüz sonuçlanmamış olması nedeniyle davanın CMK"nın 142/1 maddesi gereğince reddine dair, 07.03.2008 tarih ve 2007/320 esas, 2008/90 sayılı hükmünün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 01.11.2012 tarih, 2012/25534 esas, 2012/22659 karar sayılı ilamı ile, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, ""10.06.2006 tarihinde tutuklanan sanık (davacı) hakkında 29.01.2007 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, tensiple birlikte tutukluluğun devamına karar verildiği, sanığın değişik cezaevlerine nakli dolayısıyla 28.09.2007 tarihinde savunmasının talimatla alındığı ve 26.10.2007 tarihinde yargılandığı mahkeme huzuruna çıkarılıp serbest bırakıldığı, davacının 5271 sayılı CMK"nın 141/1-d maddesindeki "Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmadığı" ve yargılandığı mahkemede hazır bulundurulmadığından tazminata hak kazandığı, Dairemizin 04.04.2012 tarih ve 2011/15700 esas ve 2012/9187 karar ve 17.09.2012 tarih ve 2012/20227 ve 18818 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir kısım koruma tedbirleri nedeniyle sanıklar hakkındaki davaların sonuçlanmasının gerekmediği, devam eden davada davacının beraat etmesi halinde de ayrıca CMK"nın 141/1-e maddesindeki "Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenler" kapsamında tazminat talep edebileceği hususu gözetilmeden "Tazminat istemine konu davanın derdest olup sonuçlanmadığı ve kesinleşmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi,"" nedeniyle bozulmuş olup; 5271 sayılı CMK’nın; “Tazminat istemi” başlıklı 141. maddesi incelendiğinde, bir kısım tazminat nedenleri konusunda karar verilmesi için, davanın esasıyla ilgili bir kararın verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı dolayısıyla bu nedenlere dayalı istemlerde, davanın sonuçlanmasına gerek bulunmadığı yasal düzenlemeden açıkça anlaşılmaktadır. Örneğin, gözaltı süresi yasada açıkça belirtilmiş olup, yasadaki bu süre içinde hakim önüne çıkarılıp, çıkarılmadığının saptanmasının davanın esasıyla herhangi bir ilgisi bulunmadığı gibi bu konudaki talep konusunda karar verilmesi için davanın esası hakkında karar verilmesine de gerek bulunmamaktadır. Yine aynı şekilde, kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan, kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan, yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan, yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, ya da hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, kişilerin tazminat istemleri konusunda, asıl davada hüküm verilmesinin veya verilen hükmün kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmamaktadır. Zira bu talepler, asıl davanın sonucunu etkileyici veya asıl davanın sonucuna bağlı talepler değildir.
Bu kapsamda somut olay incelendiğinde; 10.06.2006 tarihinde tutuklanan sanık (davacı) hakkında 29.01.2007 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, tensiple birlikte tutukluluğun devamına karar verildiği, sanığın değişik cezaevlerine nakli dolayısıyla 28.09.2007 tarihinde talimatla savunmasının alındığı ve 26.10.2007 tarihinde yargılandığı mahkeme huzuruna çıkarılıp serbest bırakıldığı, kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmadığı ve yargılandığı mahkemede hazır bulundurulmadığı ve 5271 sayılı CMK.nun 141/1-d maddesi gereğince manevi tazminata hak kazandığı, bunun için davanın sonuçlanmasının ve beraat etmesinin gerekmediği, her ne kadar davacı maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, davanın tutuklu sanığın (davacının) makul sürede yargılama mercii önüne çıkarılmamış olmasına dayalı olması, bu aşamada maddi bir kaybının oluşmamış olması, yargılandığı davada beraatine karar verilecek olması durumunda maddi zararlarını ayrıca isteyebilecek olması gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddi ile, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2-63 sayılı kararında açıklandığı üzere; ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunabileceği, davanın kısmen kabul edilmiş olması karşısında ise, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin ikinci bendin hükümden tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.