Esas No: 2021/11417
Karar No: 2022/4309
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11417 Esas 2022/4309 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı tarafından açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasında Mahkeme, çekişmeli taşınmazların sınırlarının belirlenmesi için gerekli araştırmaların yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermişti. Ancak Yargıtay, yapılan incelemenin yeterli olmadığını belirterek, mahallinde denetim yapılması ve bilgi-belge toplanması gerektiğini vurgulamıştır. Mahkeme, bu şekilde eksik inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği için Kadastro Kanunu'nun ilgili maddeleri çerçevesinde davanın bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ve 440/I maddesi gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili ve davalı Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerektiği, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması, keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinin de keşif heyetine dahil edilmesi, yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fotoğrafları çekilmesi, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanlarının tevsik edilmesi, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırların fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmesi, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınması, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesinin istenilmesi, fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritaların alınması, raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırmasının istenmesi; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması, fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiğinin de gösterilmesi açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 115 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tesciline, çekişmeli 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2017 tarihli raporunda (A1) harfi ile gösterdiği 510,32 metrekarelik ve (B1) harfi ile gösterdikleri 17,54 metrekare ile gösterilen ve yola terk edilen alanın bu parsele ilave edilmesine ve bu şekilde tapuya bu şekilde kayıt ve tesciline, çekişmeli 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2017 tarihli raporunda (A2) harfi ile gösterdiği 37,94 metrekarelik, (K1) harfi ile gösterilen 81,1m2 gösterilen ve yola terk edilen alanın bu parsele ilave edilmesine ve bu şekilde tapuya bu şekilde kayıt ve tesciline, çekişmeli 153 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2017 tarihli raporunda (U) harfi ile gösterdiği 795,42 metrekarelik ve yola terk edilen alanın bu parsele ilave edilmesine ve bu şekilde tapuya bu şekilde kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan yeni 115 ada 1 ve 2 parsel ile 153 ada 3 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin azaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonunda aldırılan teknik bilirkişi raporunda, davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazların yüzölçümündeki eksikliğin, taşınmazların sınırında bulunan yolda kaldığı belirtilmiş olduğuna göre, husumetin, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki; somut olayda çekişmeli taşınmazların bulunduğu Yemişlik Köyü Tüzel Kişiliği’ne husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Oysa taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan Mahkemece hükme esas alınan jeodezi raporunun çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosunda ki durumunu yansıtmaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davayı Yemişlik Köyü Tüzel Kişiliği’ne yöneltmeleri için davacıya süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde, sözü edilen taraflardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve ardından harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle, uyulan bozma ilamındaki belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması dahi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı Kadastro Müdürlüğü vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.