4. Hukuk Dairesi 2018/4128 E. , 2019/2343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ..., Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/01/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, askerlik hizmeti sırasında verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu davacı Bakanlığın ödediği tutarın, öteki sorumlu olan davalıdan kusuru oranında rücu yoluyla alınması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, zorunlu askerlik görevini yapan davalının sevk ve idaresindeki askeri araçla maddi hasarlı ...... kazası yaptığını, davalının meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunu, bu olay nedeniyle davacı kurum aleyhinde rücuen tazminat davası açıldığını, rücuen tahsil istemi ile açılan davanın kabulüne karar verildiğini, ...... 36. İcra Müdürlüğünün 2011/27155 esas sayılı takip dosyasına davacı Bakanlığın kendisi ve davalının kusuruna isabet eden oranda ödeme yaptığını belirterek TBK 62/2 gereği davalının kusuruna isabet eden miktarın rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, olayın davalının zorunlu askerlik görevini ifa ettiği sırada meydana gelmiş olması nedeniyle hesaplanan tazminattan indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne ve ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
a) Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır. Rücu hakkı ise başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleşmiş olsa da davalının temerrüt halinin dava tarihi itibariyle oluştuğunun kabulü gerekir. Zira; davacı , dava dışı sigorta şirketine yaptığı ödemede geç kalmış olup artan faiz nedeniyle oluşan zarar davalıya yükletilemez. Yerel mahkemece talep edilen alacağın kendine özgü bu niteliği dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile dava tarihi yerine, ödeme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
b) Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir ödev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın hangi miktarından sorumlu tutulacağı belirlenirken, hakkaniyet öğesinin ön planda tutulması gerekir.
Yerel mahkemece anılan öğeler gözetilerek istemden indirim yapılması yoluna gidilmiş ise de takdir edilen indirim oranı az olmuştur. Zira; davalının zorunlu askerlik görevi sırasında ‘’B’’ sınıfı sürücü belgesi sahibi olmasına rağmen ‘’E’’ sınıfı sürücü belgesine sahip sürücünün kullanabileceği aracın kullanımının kendisine zorunlu olarak verilmiş olması, askerlik hizmetinin niteliği ile hiyerarşik amir ve talimat doğrultusunda görevin ifa edilmiş olması ve diğer hususlar gözetildiğinde davalı yararına önemli miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.