Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2260 Esas 2017/513 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/2260
Karar No: 2017/513
Karar Tarihi: 15.03.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2260 Esas 2017/513 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirketin yurtdışı şantiyelerinde çalışan müvekkilinin iş akdi feshedildikten sonra Türkiye'ye gönderildiği, müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan işçilik alacakları davasında, yerel mahkeme kısmen kabul kararı vermiştir. Ancak davacı vekilinin temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay kararı ile yerel mahkemenin verdiği karar bozulmuş ve dosya yerine geri çevrilmiştir. Yapılan yeniden yargılama sonucunda, yerel mahkemece önceki kararda direnilerek davacının temyiz başvurusu reddedilmiştir. Ancak Hukuk Genel Kurulu, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Bu kararda işçilik alacakları davası ile ilgili olarak, davalının ıslah dilekçesi ile arttırılan kısımla ilgili olarak zamanaşımı savunmasında bulunup bulunmama konusu ele alınmaktadır.
Kararda geçen kanun maddeleri: İş Kanunu, Medeni Kanun, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu.
Hukuk Genel Kurulu         2015/2260 E.  ,  2017/513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.04.2011 gün ve 2010/899 E., 2011/360 K. sayılı karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.09.2013 gün ve 2011/30661 E., 2013/24581 K. sayılı kararı ile;
    "…A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin yurtdışı şantiyelerinde çalıştığını, iş akdi feshedildiği için Türkiye"ye gönderildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının yurtdışı şantiyelerinde kesintili olarak görev yaptığını, belirli süreli olarak istihdam edilen davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davalının ıslaha karşı zamanaşımı defi gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Davacı vekilinin davasını 06/01/2011 harç tarihli dilekçe ile ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalı vekiline 27/01/2011 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten sonraki ilk oturumun 23/02/2011 tarihinde yapıldığı, davalı vekilinin zamanaşımı itirazını tarih ve havale içermeyen dilekçe ile yaptığı, dosya kapsamından dilekçenin 06/04/2011 tarihli oturumdan sonra sunulduğu ve 28/04/2011 tarihli oturumda davacı vekilinin zamanaşımı itirazını kabul etmediklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
    Yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle sözlü yargılama usulü uygulanmakta olup, zamanaşımı itirazının tebliği izleyen ilk oturuma kadar (o oturum dahil) yapılması gerekmektedir. Davalı vekili tebliğden sonraki ilk oturum olan 23/02/2011 tarihine kadar zamanaşımı itirazında bulunmadığından bu tarihten sonra yapılan zamanaşımı itirazı gecikmiş olup, davacı vekilince açıkça karşı çıkıldığından hüküm ifade etmez. 06/01/2011 tarihinde tebliğ edilen ıslah dilekçesinin 06/04/2011 tarihli duruşmada tekrar elden tebliği de sonuca etkili değildir. Bu itibarla davalı vekilinin gecikmiş zamanaşımı itirazı reddedilerek hüküm kurulması gerekirken geçersiz zamanaşımı definin dikkate alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, yerel mahkemece kabul edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki miktarlar dikkate alındığında direnme tarihi itibariyle 1.890,00-TL olan temyiz edilebilirlik sınırının altında kalıp kalmadığı ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiş ve davacının ıslah dilekçesinde kıdem tazminatı istemini 2.120,00-TL’ye ihbar tazminatı istemini ise 770 ABD Dolar’dan 1.250,00-TL’ye yükseltmesinden dolayı temyize konu değerin temyiz sınırının üzerinde olması nedeniyle direnme kararının miktar itibariyle temyizinin mümkün olduğu sonucuna oybirliğiyle varılmış ve ön sorun aşılmıştır.
    İşin esasına gelince uyuşmazlık, davalının ıslah dilekçesi ile arttırılan kısımla ilgili olarak zamanaşımı savunmasında bulunmasına değer verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici  nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına  uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.  
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.