Esas No: 2021/16548
Karar No: 2022/8159
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/16548 Esas 2022/8159 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/16548 E. , 2022/8159 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı KHK'ye muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin marka hakkının elde edilmesi başlıklı 6. maddesinde "Bu Kanun Hükmünde Kararname ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir." aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin ceza hükümlerini düzenleyen 61/A-5. maddesinde "Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye'de tescilli olması şarttır." şeklindeki düzenlemeler mevcut olup, Türk marka hukukunda tescil ilkesi gereği, marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tutulan marka siciline tescil işlemini yaptırarak bu hakkı kazanacak ve böylece marka korumasından yararlanacaktır. Ceza hukuku bakımından tescil ilkesi zorunludur ve istisna olabilecek bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Tanınmış markalar tescil edilmedikleri mal ve hizmet sınıflarında hukuki yoldan korunsa da; suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi cezai korumasının tescille sınırlı olması gerekmektedir.
Başka bir ifade ile tescilli bir markanın tescilden doğan korumadan yararlanabilmesi, tescil edildiği şekilde ve tescil edildiği veya benzeri mal ve/veya hizmetlerde kullanılması ile mümkündür. Buna göre, örneğin; sadece giysiler sınıfında tescil edilmiş bir marka, inşaat hizmetleri sektöründe kullanıldığında marka hakkına tecavüz suçundan bahsedilmeyecek; şikayet ve bu konuda açılmış bir dava var ise somut olayın özelliğine göre Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu gündeme gelebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;
19.09.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığa ait iş yerinde yapılan aramada ele geçen cep telefonu kapakları üzerinde, katılan adına tescilli ... ve ... numaralı markaların iktibas yolu ile taklit edilerek kullanıldıklarının ve bu şekilde marka hakkına tecavüz fiilinin işlendiğinin belirtildiği, ancak dosya içerisinde mevcut olan ... ve ... numaralı marka tescil belgelerinin incelenmesinde; bu markaların emtia grubunda cep telefonu kapaklarının yer almadığının anlaşılması karşısında; katılan firma vekilinden varsa cep telefonu kapakları emtiasını kapsayan markalarının bulunup bulunmadığı sorulup, Türk Patent ve Marka Kurumundan bu markalara ait tescil belgelerinin onaylı örnekleri getirtildikten sonra yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak; sanığa ait işyerinde ele geçirilen cep telefonu kapakları üzerinde kullanılan markaların, katılan firmanın cep telefonu kapakları emtiası yönünden tescilli olan marka veya markalarıyla iktibas veya iltibas oluşturacak şekilde taklit olarak kullanılıp kullanılmadığı ve kullanılmış ise katılanın hangi marka veya markalarına tecavüz edildiği belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2- Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2013 tarih, 2012/741 esas ve 2013/93 karar sayılı ilamın 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde düzenlenen marka hakkına tecavüz suçu olması, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alınması karşısında, TCK'nun 2/1. ve 7/2. madde hükümleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bu suç yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
3- Daha önce kasıtlı suçtan dolayı 10 ay (erteli) hapis cezasına mahkum edilen sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nun 51. maddesince ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi,
4- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK'nun 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.