20. Hukuk Dairesi 2013/5899 E. , 2013/11118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1988 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde iken 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile hazine adına tapuya tescili talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece 3402 sayılı Kanun ile değişik 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık süre geçtiğinden davanın reddine dair verilen karar, Dairenin 04.07.2011 tarih ve 2011/4659 - 8549 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle. "14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen "Bu hüküm, iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanuna eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile İPTAL edilmiş; yine, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-27 (yürürlüğü durdurma) sayılı kararı ile (bu madde ve ibarenin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç ve olanaksız durum ve zararın önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazetede yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASINA) karar verilmiştir.
Değinilen yönler gözetilerek, davacı Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğu iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gibi, hak düşürücü sürenin geçtiği de ileri sürülemeyeceğinden (H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101, 05.05.1999 gün ve 1999/1-302 -258, 05.05.1999 gün ve 1999/1-304 -260, 30.06.1999 gün ve 1999/1-544-561, 22.03.2000 gün ve 2000/1-209-180, 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97, 09.06.2004 gün ve 2004/1-335-354, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206-4268, 14. H.D."nin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034 ve 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları) mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir (H.G.K."nun 08.06.2011 gün ve 2011/1- 361 E. ve 2011/390 sayılı kararı)" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Dairenin 28.05.2012 gün ve 1494 - 9038 sayılı bozma kararı özetle "Bozma kararından sonra 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi uyarınca usulden reddine, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından 6292 sayılı Kanunun 9/2. maddesi gereğince durma kararı verilmesi gerektiği; davalı vekili tarafından ise lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1988 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince yapılan ve arazi kadastrosu ile birlikte ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Davacı Hazine tarafından, çekişmeli taşınmazın 2/B kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açılmıştır. Her ne kadar, dairenin 28.05.2012 günlü bozma kararında, aynı köyde dava konusu edilen dosyaların aynı gün yapılan temyiz incelemesinde olduğu gibi 2/B alanlarında uygulanan 6292 sayılı Kanuna ilişkin bozma kararı verilmişse de; mahkemece alınan 07.11.2010 tarihli uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan alanda kaldığı bellidir. HMK."nun 26. maddesi uyarınca talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedilemeyeceği dikkate alındığında, mahkemece davanın esastan reddine ve davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ve davalı vekillerinin hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulüyle usûl ve kanuna aykırı hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 03/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.