21. Hukuk Dairesi 2019/779 E. , 2019/7783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı, ..."nin Kuruma olan prim borcu nedeniyle, 6183 sayılı Kanun"un 79. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edilmemesi ve cevap verilmemesi nedeniyle davalı Kurumun davacı aleyhine takip başlattığını kuruma borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Mahkemece ilk olarak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmişse de bu karar İstinaf Mahkemesince "Davacıya 04.07.2013 tarihinde yapılan tebligat geçersiz olup davacıya yeniden usulüne uygun bir tebliğ de yapılmadığına göre, eldeki davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi..." yönünden kaldırılmış ve İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine mahkemece işin esasına girilerek "davanın kabulüne" karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
SGK vekili;eksik inceleme ve araştırma neticesi karar verildiğini...kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince " ....Somut olayda, davacının 09.12.2011-31.08.2013 tarihleri arasında işyerinden bildiriminin yapıldığı, 1018727.051 sicil sayılı işyerinde 04.04.2012 günü Kurumca yapılan denetimde de ..."in bu işyerinde çalışan ve yetkili olduğunun belirlendiği; haciz bildirisinin 04.07.2013 tarihinde işyerinde daimi çalışan ..." ye tebliğ edildiği, ..."nin 04.08.2014-20.10.2014 tarihleri arasında bu işyerinden bildiriminin bulunduğu ancak tebliğin yapıldığı 2013 yılı 7.ayda bu işyerinde çalışmasının bulunmadığı anlaşılmakla; tebliğin 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun olmadığı, bu nedenle davacının haczi öğrendiğini belirttiği tarihe itibar edilmesi gerektiği, davacının yedi gün içinde tahsil dairesine borcu olmadığı iddiasını yazılı olarak bildirmiş sayılacağı ve bu nedenle borcun zimmetinde sayılamayacağı, davanın kabulüne dair mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı olmadığı anlaşılmakla davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine" karar verilmiştir.
E)Temyiz:
SGK Vekili ;Dava dışı... hakkında ödenmeyen prim borçları nedeniyle anılan şahıs hakkında icra takibi başlatıldığını, fiili haciz kapsamında işyerindeki makineler haczedilmek istenirken davacının söz konusu makinelerin kendisine ait olduğunu beyan ettiğini, sözleşme incelendiğinde bu durumun şüphe uyandırdığını, bu nedenle dava dışı işverene ait prim borçlarından dolayı davacıya varsa dava dışı işverenden hak ve alacağının haczi istemli ihbarname gönderildiğini, davacının itiraz etmediğini, daha sonra gönderilen ödeme emri tebligatını bizzat tebliğ aldığını, borçtan kurtulma kastı olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını, kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ... sicil sayılı ... ünvanlı işyerinin ... Sanayi Sitesi ... Blok ...Servisi ... adresinde bulunduğu, 20.09.2011 tarihinden itibaren ... adına tescilli olduğu, naylon poşet imalatı yapıldığı, davacının 09.12.2011-31.08.2013 tarihleri arasında bu işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, aynı işyerinde 04.04.2012 günü Kurumca yapılan denetimde de davacı ..."in bu işyerinde çalışan ve yetkili olduğunun belirlendiği; 02.08.2011 tarihinde ... Sanayi Sitesi ... 96 numaralı dükkanın" poşet imalatı yapmak üzere ... tarafından mal sahibi ...tan kiralandığı,(...’nin de kefil olarak imzaladığı) ... 3. Noterliğinde düzenlenen sözleşme ile işyerindeki makinelerin ... tarafından ..."ye 10 yıllığına kiralandığı, yine aynı noterlikte 09.09.2011 günü düzenlenen ...’nin ...’e işlerin takibi için geniş kapsamlı yetkilerle vekaletname verdiği, dava konusu 20.06.2013 tarihli ... sayılı ... sicil sayılı işyerine ilişkin 2012/10743 takip numaralı haciz bildirisinin 04.07.2013 tarihinde işyeri adresinde “daimi çalışan ..." ye tebliğ edildiği, ..."nin 04.08.2014-20.10.2014 tarihleri arasında bu işyerinden bildiriminin bulunduğu ancak tebliğin yapıldığı 2013 yılı 7.ayda bu işyerinde çalışmasının bulunmadığı, devamla 19.07.2013 tarih, ... sayılı yazı ile 2012/10743 takip numaralı ödeme emrinin davacıya işyeri adresinde 25/07/2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği tebliğ edilen ödeme emrinde “işbu ödeme emri ... aleyhine tarafınıza gönderilen 20.06.2013 tarihli ... sayılı istihkak hak ve alacak haciz bildirimize karşın borçlunun alacaklarına haciz konmaması ve haciz yazımıza 7 gün içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle 5510 ve 6183 sayılı kanun ilgili maddeleri gereği tarafınıza tanzim edilmiştir.” ihtarının mevcut olduğu davacının bizzat tebliğ aldığı bu ödeme emrine karşı herhangi bir itiraz etmediği veya dava açmadığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı yasa ile 7201 sayılı yasanın incelenmesi gerekmektedir.
“Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde“Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10"u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir." düzenlemesi mevcuttur.Usulüne aykırı tebliğin hükmünü düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32. maddesinde “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.“ hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, davalı Kurumun dava dışı ...i"nin Kuruma olan prim borçları ile ilgili davacı aleyhine haciz bildirisi gönderdiği ve haciz bildirisinin tebliğe ehil olmayan kişi tarafından alındığı gerekçesine dayanılarak davanın süresinde olduğu değerlendirilerek işin esasına girildiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı yasanın 79. maddesi gereği üçüncü kişinin menfi tespit davasını tebliğden itibaren 1 yıl içinde açması gerekmektedir. Tebliğ usulüne aykırı ise 7201 s. Yasa 32 . madde gereği muhatabın öğrenmesi ile bu süre başlar. Davacının borçlu olmadığının tespitini talep ettiği borcun kaynağı ödeme emrinin davacıya 25/07/2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği ödeme emrinde “işbu ödeme emri ...aleyhine tarafınıza gönderilen 20.06.2013 tarihli ... sayılı istihkak hak ve alacak haciz bildirimize karşın borçlunun alacaklarına haciz konmaması ve haciz yazımıza 7 gün içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle 5510 ve 6183 sayılı kanun ilgili maddeleri gereği tarafınıza tanzim edilmiştir.” ihtarı mevcut olduğu davacının bu ödeme emri ve yazılı olan ihtar ile borçtan ve haciz bildirisinden 25.07.2013 tarihinde haberdar olduğu; ancak bu öğrenme sonrasında 1 yıl içinde dava açmadığı dikkate alınarak hak düşürücü süre gözetilmeden işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, davacının 25.07.2013 tarihinde bizzat tebliğ aldığı, haciz bildirisine dayanarak gönderildiğine ilişkin ihtarın yer aldığı ödeme emri ile borçtan, ve haciz bildirisinden haberdar olduğu 7201 sayılı yasa 32. maddesindeki öğrenmenin gerçekleştiği ancak davanın 6183 s. Yasa 79. maddesindeki 1 yıllık sürede açılmadığı gözetilererek davanın hak düşürücü süreden reddine karar vermekten ibarettir.O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.