16. Hukuk Dairesi 2018/4770 E. , 2020/4452 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 22.12.2017 tarih ve 2015/16289-2017/9275 Esas, Karar sayılı ilamı ile "....tescil davasının Hazine yanında taşınmazın bulunduğu ..."na da yöneltilmesi gereğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 16.12.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 13.294,76 metrekarelik yerin hükmen davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine, Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, taşınmaz bölümünün imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanılmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, hava fotoğrafı incelemesi, orman mühendisi tarafından zilyetlik süresini tespite elverişli olmayan 1950 ve 1999 tarihlerine ait hava fotoğrafları üzerinde, ve taşınmazın orman olup olmadığını incelemek suretiyle yapılmış ve taşınmaz bölümünün evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz bilirkişi (jeoloji, orman ve ziraat) raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmaz bölümü imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celbedilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte taşınmazın önceki niteliği tespit edilerek, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, taşınmaza ev yapmanın imar-ihya anlamına gelmeyeceği, ancak önceki keşifte dava konusu taşınmazın ev ve bahçesi olarak kullanıldığının belirtildiği dikkate alınarak, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı ve mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.