6. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/11196 Karar No: 2010/363 Karar Tarihi: 21.1.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/11196 Esas 2010/363 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/11196 E. , 2010/363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... İcra Mahkemesi
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılmasına takibin devamına, davalı ..."in tahliyesine dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, davalıların 2007/1-12.ayları ile 2008/1-12. ayların kira parası toplamı 49.672,18 TL"yi ödemedikleri için icra takibi yapıldığını, ödeme emrine itiraz edildiğinden takibin durduğunu, kira bedelinin ödendiğine ilişkin yazılı belge ibraz edilemediğini bildirerek itirazın kaldırılması,takibin devamı ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalılar takip konusu borcun ödenmiş olmasına rağmen tekrar istenildiğini, yapılan takibin haksız olduğunu bildirerek itiraz etmişler, usulüne uygun davetiye tebliğe rağmen duruşmalara katılmamışlardır. Mahkemece, kira akdinin kabul edilmesine rağmen ödemeye ilişkin belge sunulmadığından itirazın kaldırılmasına takibin devamına, davalı ..."in tahliyesine karar verilmiştir. 1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalı borçlu kiracı ...’in temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Davalı kefil ...’in temyiz itirazlarına gelince; davacı ile davalılardan ... arasında 1.1.2007 başlangıç tarihli 7 yıl süreli kira sözleşmesi yapılmış olup, davalı ... bu sözleşmeyi adi kefil olarak imzalamıştır. Adi kefil hakkında takip yapılabilmesi için B.K.nun 486.maddesi hükmü uyarınca kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takip yapılıp alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması veya borçlu aleyhine Türkiye"de takip yapılmasının imkansız hale gelmesi gerekir. Davada bu koşullar gerçekleşmediğine göre sözü edilen madde hükmü gereğince adi kefil olan davalı hakkında doğrudan icra takibi yapılması ve buna dayanarak dava açılması olanaksızdır. Bu nedenle kefil hakkında istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı kiracı ...’in temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı kefil hakkında verilen kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.