3. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/18593 Karar No: 2010/2072 Karar Tarihi: 15.2.2010
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/18593 Esas 2010/2072 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2009/18593 E. , 2010/2072 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar: 1-..., 2-... ile davalı ... aralarındaki vasiyetnamenin iptali davasına dair ... 6.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.6.2003 günlü ve 2003/152 E-693 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 23.6.2009 günlü ve 2009/6563 E-10950 K. sayılı ilama karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar dava dilekçesinde; muris anneleri Muhsine Palay"ın tarlası ile evini davalıya vasiyet ettiğini, böylece kendilerini mirasından mahrum bıraktığını, vasiyetnamenin murisin yaşlılığından yararlanılarak düzenlettirildiğini iddia ederek iptaline, olmaz ise tenkise karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece HUMK"nun 163.maddesi uyarınca verilen kesin sürede davacıların delillerini bildirmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Mahkemece 18.4.2003 tarihli oturumda taraflara delillerini bildirmeleri için 10 günlük kesin süre verilmiş, davacıların katılmadıkları müteakip 23.6.2003 günlü oturumda da davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK"nun 163.maddesinde Kanunun tayin ettiği sürelerin kesin olduğu, Hakimin tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebileceği hükmü getirilmiştir. Anılan yasa hükmü davaların sürüncemede kalmasını önlemek, kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlamaya yönelik bir hükümdür. Başka bir deyimle HUMK"nun 163.maddesi iddia ve savunmaların incelenmeden reddini değil, çabuk incelenmesini sağlayan bir yasal araç olarak değerlendirilmeli ve bu amaca uygun kullanılmalıdır. Mahkemece ilk oturumda davacılara delillerini bildirmeleri için 10 günlük kesin süre verilmiş, takip eden oturumda da davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki davacılar dava dilekçelerinde iddialarını dayandırdıkları delillerini sıralamışlar, murisin ehliyetsizliğini kanıtlamak için tanık dinleteceklerini belirttikleri halde tanıklarının kimlik ve adreslerinin bildirilip dinlenilmelerine olanak tanınmadan ve vasiyetname düzenlenirken alınmış olan doktor raporu dahi getirtilmeden dava sonuçlandırılmış, ara kararının doğuracağı sonuçlar davacılara açıklanmamış, davanın reddolunabileceği ihtar edilmeden dava sonuçlandırılmış olup, bu durumda verilen kesin sürenin veriliş biçiminin yasal kurallara uygun olmadığı, HUMK"nun 163.maddesi hükmüne ve amacına uygun bir mehil verilmediği anlaşılmakla kararın bu nedenlerle bozulması gerekir. Bundan ayrı olarakta davacıların tenkis talepleride bulunduğu ve saklı pay sahibi mirasçılardan oldukları halde bu taleplerinin de değerlendirilmemiş ve bu talepleri ile ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozma nedenidir. Bu durumda kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken zuhulen Dairemizce onandığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizce yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin 23.6.2009 gün ve 2009/6563-10950 Esas ve Karar sayılı kararının kaldırılmasına, hükmün belirtiln nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, yerel mahkeme hükmünün Onanmasına ilişkin Dairemizin 23.6.2009 gün ve 2009/6563-10950 sayılı kararının kaldırılmasına, hükmün belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 15.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.