Esas No: 2021/9433
Karar No: 2022/4389
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9433 Esas 2022/4389 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/9433 E. , 2022/4389 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine, asli müdahilin talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili, davalı ... Yönetimi vekili, davalı ... vekili ile katılma yolu ile müdahiller vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaz ile birlikte dava dışı 1587, 1588, 1589, 1590, 1592, 1565 ve 1552 parsel sayılı taşınmazlar ile birlikte etrafındaki taşınmazları gösteren kadastro paftasının kadastro müdürlüğünden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin 1973, 1978 ve 1988 yılarında yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin renkli, onaylı orman tahdit haritaları ve çalışma tutanaklarının orman işletme müdürlüğünden istenmeli, kaydın revizyon gördüğü kadastro parselleri ile bu parselleri dıştan çevreleyen taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler ile 25.10.1962 tarihli ve 76 nolu tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtilmesi, yeniden yapılacak keşifte çekişmeli 1572 parsel sayılı taşınmazın tahdit dışında bırakıldığı saptandığında ise taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerinin eylemli durumları, varsa üzerlerindeki ağaçların cinsleri yaşları, dağılımları belirlenip, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve ... fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresine uygulanmak suretiyle taşınmazın ve çevresinin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, 1572 parsel sayılı taşınmazın resmi belgelerde de orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığında bu defa yerel bilirkişi ve tarafların tanıkları mahallinde dinlenerek çekişmeli taşınmaza revizyon gören 25.10.1962 tarihli ve 76 nolu tapu kaydı ile 1937 tarihli ve 1020 nolu vergi kaydı uygulanması, müdahil davacı çekişmeli taşınmazı davacı gerçek kişilerden satın aldığını iddia ettiğine göre delilleri istenerek müdahilin 3402 sayılı Kanun'un 26. maddesi (D) bendine göre kadastro tesbitinden önceki haklara dayanıp dayanmadığı hususunun değerlendirilmesi,," gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asli müdahilin talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine, davacı Hazine tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasının reddine, davacı gerçek kişiler tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili, davalı ... Yönetimi vekili, davalı ... vekili ile müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava hem kadastro tespitine itiraz, hem de 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir.
1.Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6831 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 3. fıkrasında 6527 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Orman Yönetimince açılacak orman kadastrosuna itiraz davalarında hasmın hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler olacağı hükme bağlanmış, maddenin önceki halinde Orman Yönetimince açılacak davalarda hasım olacağı belirtilen Çevre ve Orman Bakanlığı (...) ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. Hal böyle olunca, dava tarihinde yasal hasım olan ancak karar tarihi itibariyle yapılan kanun değişikliği ile yasal hasım olmaktan çıkarılan Çevre ve Orman Bakanlığı (...) hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3.Davacı Hazine vekili ve davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Hemen belirtmek gerekir ki, bozmaya uyulmakla tarafların leh ve aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca, mahkemece bozma kapsamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurma yükümlülüğü ortaya çıkar. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği halde dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1973 yılında seri bazda yapılan orman kadastro çalışması ile 1744 sayılı Kanun'a göre yapılarak 1978 yılında ilan edilen orman kadastro çalışmasına ilişkin tutanaklar getirtilmemiş, orman mühendisi bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazın 1973 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarındaki konumu değerlendirilmemiş, 1978 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında "Burun ... Devlet Ormanı" sınırları içerisinde kaldığı bildirilmiş ise de taşınmazın bu çalışmalara göre konumu harita üzerinde gösterilmemiş, taşınmazın bulunduğu yörede son olarak 3302 sayılı Kanun'a göre 04.03.1988 yılında yapılarak ilan edilen herhangi bir nedenle dışta kalan ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin olarak ise raporun anlatım kısmında taşınmazın orman sayılmayan yer olarak gösterildiği belirtilmesine rağmen, raporun sonuç kısmında bu tahditte taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma, yetersiz inceleme ve kendi içerisinde çelişkili bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir.
Şu halde; Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, öncelikle çekişmeli taşınmaz ile birlikte dava dışı 1587, 1588, 1589, 1590, 1592, 1565 ve 1552 parsel sayılı taşınmazlar ile birlikte etrafındaki taşınmazları gösteren kadastro paftası kadastro müdürlüğünden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin 1973, 1978 ve 1988 yılarında yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin renkli, onaylı orman tahdit haritaları ve çalışma tutanakları orman işletme müdürlüğünden istenmeli, kaydın revizyon gördüğü kadastro parselleri ile bu parselleri dıştan çevreleyen taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler ile 25.10.1962 tarihli ve 76 nolu tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis, ayrıca bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanun'un 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, ... fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, 1973, 1978 ve 1988 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2.madde, 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ... fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan 1973, 1978 ve 1988 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon 2. madde ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli 1572 parsel sayılı taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile 1988 yılında yapılan orman kadastro çalışması, aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan ... fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Yukarıda açıklandığı şekilde yapılacak inceleme sonucunda çekişmeli 1572 parsel sayılı taşınmazın tahdit dışında bırakıldığı saptandığında ise taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerinin eylemli durumları, varsa üzerlerindeki ağaçların cinsleri yaşları, dağılımları belirlenip, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve ... fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresine uygulanmak suretiyle taşınmazın ve çevresinin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun'un 45. maddesi ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13; 14.03.1989 tarihli ve 35/13 Esas-Karar, 13.06.1989 tarihli ve 7/25 Esas-Karar ile iptal edildiğinden bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilse dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülerek taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerinin memleket haritasındaki konumu saptanıp bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilerek bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli 1572 parsel sayılı taşınmazın resmi belgelerde de orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığında bu defa yerel bilirkişi ve tarafların tanıkları mahallinde dinlenerek çekişmeli taşınmaza revizyon gören 25.10.1962 tarihli ve 76 nolu tapu kaydı ile 1937 tarihli ve 1020 nolu vergi kaydı uygulanmalı, kapsamları belirlenmeli, revizyon parsellerini dıştan çevreleyen taşınmazların dayanakları olan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmaz yönünün ne olarak gösterdiği araştırılmalı, çekişmeli taşınmaz üzerinde varsa zilyetliğinin ne şekilde olduğu, ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunda tanık dinlenmeli 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddesindeki koşullar araştırılmalı ve toplanacak delillere göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (1) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin, davalı ... Yönetimi vekilinin ve davalı ... vekilinin hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.