Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1754
Karar No: 2022/4418
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1754 Esas 2022/4418 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, zilyetliğini devraldıkları taşınmaza ilişkin davalarda hak düşürücü sürenin geçtiği, çekişmeli taşınmaza ilişkin dava ise güncelleme çalışmasının olmadığı gerekçeleriyle reddedilmiştir. Ancak, kanunda belirtilen on yıllık hak düşürücü süresi somut olayda uygulanamamaktadır. Dosya, güncelleme çalışması yapıldığına dair belgeye de sahiptir. Bu nedenle, tarafların delilleri birlikte değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerekir. Kanun maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen EK-4. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2022/1754 E.  ,  2022/4418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Zilyetlik Şerhinin Düzeltilmesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı ... ve ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davacı ...’nun istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı ...’un istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı ... ve ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.11.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar ... ve ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davalılardan Hazine vekili Av. ... ... Yeğenoğlu'nun katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    16.06.1988 tarihinde yapılan kadastro sırasında, Gaziler Köyü çalışma alanında bulunan 472 (yeni 28266 ada 122) parsel sayılı taşınmaz vergi kaydı, irsen intikal, taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, 09.11.1988 tarihli Komisyon tutanağı ile taşınmaz malikinin Hazine olarak düzeltilmesine, taşınmazın 1983 yılından beri ...’nun kullanımında olduğu ve üzerindeki 2 kargir ev ve ahırın da kendisine ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, bu husus 04.05.1992 tarihli ilave edinme sebebinde de belirtilmiş ve tutanak 19.10.1992 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. 2009 yılında 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna esas olmak üzere düzenlenen güncelleme listesi sonucu 05.11.2009 tarihinde tapu kaydının beyanlar hanesine; “Taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, kullanımının ...’ya devrolduğu” şerh verilmiştir.
    Davacı ... ve ... çekişmeli taşınmazın zilyetliğini devraldıkları ve taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır.
    Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davasının Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince reddine karar verilmiş; hükmün davacı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından davacı ...’nun istinaf başvurusunun HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı ...’un istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi hükmünün HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, davacı ...’nun davasının 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddine, davacı ...’un davasının çekişmeli taşınmaza ilişkin 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'la eklenen EK-4 maddesi gereğince yapılan güncelleme çalışması bulunmadığından reddine karar verilmiş; davacı ... ve ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazın zilyetliğini 15.10.2002 tarihli harici satış senedi ile devraldığı ve içerisine ev yapıp sınırını ayırdığını belirterek; davacı ..., dava konusu taşınmazın bir bölümünün zilyetliğini 16.07.1991 tarihli noterlik senediyle devraldığını belirterek dava açmıştır.
    İlk Derece Mahkemesince, davaya konu taşınmaz tutanağının 16.09.1992-16.10.1992 tarihleri arasında askıya çıkıp kesinleştiği, davanın niteliği itibari ile 1992 yılında kesinleşen tesis kadastrosuna karşı şerhe yönelik olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı ... ve ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı ...’nun istinaf istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan istinaf isteminin esastan reddine, davacı ...’un istinaf istemi yönünden; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 06.10.1992 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin kadastro tespitinden yani 04.05.1992 tarihinden önceki haklara dayalı açılacak davalarda uygulanma imkanının bulunduğu, bu tarihten sonra dayanılan haklara ilişkin olarak 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma imkanının bulunmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davacı yönünden uygulanma imkanı olmayan 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, ancak çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak 3402 sayılı Kanun'un ek-4. maddesi gereğince yapılmış bir güncelleme çalışmasının bulunmadığı, davacının dayandığı hakkın ancak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebileceği, davalı taşınmaza ilişkin olarak bu neviden bir kadastro çalışmasının bulunmadığı anlaşıldığından davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf isteminin kabulü ile davacı ...’un davasının çekişmeli taşınmaza ilişkin 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun ile eklenen EK-4 maddesi gereğince yapılan güncelleme çalışması bulunmadığından reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dava konusu taşınmazın ilk kadastro tespit tarihi 16.06.1988 olup, buna göre gerek davacı ...’un gerekse davacı ...’nun davası kadastro sonrası hukuki nedene dayanmaktadır. Dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
    Öte yandan; temyiz incelemesi sırasında dosya içerisinde dava konusu taşınmazda 3402 sayılı Kanun’un EK-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından Dairemizce dosya mahkemesine geri çevrilmiş, bunun üzerine dava konusu taşınmazda 2009 yılında güncelleme çalışması yapıldığına dair güncelleme listesi dosya içerisine konulmuştur.
    O halde; dava, 3402 sayılı Kanun’a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen EK-4. maddesi kapsamında yapılan güncelleme çalışmasına itiraza ilişkin olup, işin esasına girilerek davacılara ait senet ve belgeler de göz önünde bulundurulmak suretiyle tarafların toplanan ve toplanacak tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın yanlış değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 14.09.2017 tarihli ve 2017/359 Esas, 2017/332 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan ... ve diğerlerinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacılardan ... ve ...'na verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi