20. Hukuk Dairesi 2013/6021 E. , 2013/11048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 30.09.2011 havale tarihli dilekçe ile; yörede yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında ceddinden intikalen ve taksimen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin yararına oluştuğundan, ... adına tesbit edilen 131 parsel sayılı taşınmazın tapulama hâkimliğinin 19.10.1983 gün ve 1982/68-327 sayılı kararı ile orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tesbit harici bırakıldığı, ancak, 6831 sayılı Kanuna göre 2005 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışmasında orman sınırı dışına çıkartıldığını iddia ederek, genel arazi kadastrosu yapan tapulama komisyonu kararı gibi ... adına tesciline karar verilmesi istemi ile davalı Hazineye husumet yöneltilerek dava açmıştır.
Yargılama sırasında Orman Yönetimi ve ... Köyü Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilerek açılan dava, temyize konu dava ile birleştirilmiştir.
Hazine, Türk Medenî Kanununun 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın orman niteliğiyle adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapulama hâkimliği kararı ile orman niteliğiyle tescil harici bırakıldığı, orman tahdidinin kesinleştiği tarihe kadar zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, yörede yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmasında orman niteliğini kaybettiğinden Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığından zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı, ayrıca, orman sınırı dışına çıkarılma tarihinden itibaren de 20 yıllık sürenin dolmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Türk Medenî Kanununun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 112.12.2005 – 06.03.2006 tarihleri arasında yapılıp 03.04.2006 – 03.10.2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 4999 sayılı Kanunla değişik 7. madde uyarınca unutulan ormanların sınırlandırılması çalışması bulunmaktadır.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1977 yılında yapılmış ve sonuçları 07.07.1977 – 08.08.1977 tarihleri arasında ilân edilmiş, çekişmeli 131 parsel sayılı taşınmaz, tapulama mahkemesinin 19.10.1983 gün 1982/68 - 327 sayılı kararı ile orman sayılan yerlerden olduğundan tescil harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
1) Davacı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın Tapulama Hâkimliği"nin 19.10.1983 gün 1982/68-327 sayılı kararı ile orman niteliğinde olduğu belirlenerek 766 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca tescil harici bırakıldığı ve hükmün temyiz
kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/g. maddesi ve bu Yönetmeliği yürürlükten kaldıran 20.11.2012 gün ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/g maddesi uyarınca Devlet Ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yerlerin Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmasının gerektiği gözönünde bulundurularak, yerinde görülmeyen davacı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı gerçek kişiler tarafından, 1977 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda tapulama hâkimliği kararı ile Devlet Omanı olduğu için tapulama harici bırakılan taşınmazın Türk Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca tescilinin talep edildiği, bu neviden davalarda aynı maddenin altıncı fıkrası uyarınca ilgililerin adlarına tescilini cevap dilekçesi veya bir katılma dilekçesi ile isteyebileceklerine göre, davalı Hazine vekili tarafından 01.03.2012 tarihli dilekçe ile tescil talebinde bulunulduğuna göre, bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece istem hakkında hüküm kurulmaması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece davacı gerçek kişilerin davasına yönelik olarak “Sübut bulmayan davanın reddine” ilişkin verilen hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile, TMK."nun 713/6. maddesi uyarınca yapılan karşı tescil istemine ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA 02/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.