11. Ceza Dairesi 2019/268 E. , 2019/1387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin, taşınabilen, bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 204. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belgenin varlığının kabulü için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda belgeden söz edilebileceği, bu bakımdan araç plakalarının da resmi belge olarak kabulü gerekeceği; Karayolları Trafik Kanununun 03.10.2016 tarihli, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nın 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiği; sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 23. maddesi kapsamında olduğu; ancak 23. maddenin uygulanabilmesi için, başka bir araca ait gerçek plaka ve belgelerin takılarak kullanılmasının gerektiği; suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre, tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğu; suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mühür bulunmasının gerekli olması karşısında; İstanbul"dan 22.11.2006 tarihinde gerçek plakası ... iken çalınan otomobile sahte olarak oluşturulmuş ve aldatıcılık niteliğini haiz "34 EJ 6615" numaralı plakalar takılarak kullanıldığı iddiası ile açılan davada, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı"nın 23.12.2010 tarih ve İZ.2010/872 sayılı ekspertiz raporunda, suça konu sahte plakalardaki soğuk mühür izinin, orijinal mühür izleri ile oluşturulmadıklarının ve mühür izi sahteciliğinin dikkati çekmeyeceğinin belirtilmesi bu şekilde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK"nin 204/1. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Suça konu aracın, güvenlik birimlerince 22.03.2007 tarihinde ele geçirilmesi nedeniyle, gerekçeli karar başlığına 28.02.2007 şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin 22.03.2007 olarak Mahkemesince düzeltilmesi; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Hüküm fıkrasının altıncı paragrafında toplam 37 TL yargılama giderinin sanıktan alınarak hazineye irat kaydına karar verildiği ve bu miktarın CMK’nin 324. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca 6163 sayılı Kanun’un 100. maddesindeki terkin edilerek 20 TL’nin üzerinde olduğu halde, hüküm fıkrasının beşinci paragrafında “Dosyadaki yargılama gideri terkin miktarı altında kaldığından kamu üzerine bırakılmasına” karar verilerek çelişki oluşturulması,
Yasaya aykırı olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından beşinci paragrafın çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.