Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3687
Karar No: 2020/4449
Karar Tarihi: 19.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/3687 Esas 2020/4449 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/3687 E.  ,  2020/4449 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL
    KANUN YOLU: TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1963 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 10.10.2017 tarih ve 2015/21370 Esas, 2017/6308 Karar sayılı ilamı ile "...tescil davasının Hazine yanında taşınmazın bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltilmesi gereğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişilerinin 28.03.2014 tarihli raporunda (A1) harfi ile gösterilen 4.897,23 metrekare ve (A4) harfi ile gösterilen 1.335,62 metrekare mesahalı yerin ayrı ayrı son parsel numarası verilerek davacı ... adına tesciline, (A2) harfi ile gösterilen 4.595,81 metrekare mesahalı yerin 120 parsel içerisinde kaldığı, (A3) harfi ile gösterilen 2.394,24 metrekare mesahalı yerin ise 139 parselin içerisinde kaldığı anlaşılmakla bu bölümlere ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A1 ve A4) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., çekişmeli taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmış olup, keşifte dinlenen yerel bilirkişi Ali Ertaş, taşınmazın öncesinin davacının babasına ait olduğunu, ondan miras yolu ile çocuklarına kaldığını ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını beyan etmiş olmasına rağmen, taşınmazın davacıya taksimen ya da başka bir hukuki yolla intikal edip etmediği hususunda araştırma yapılarak davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı belirlenmemiş; esas yönünden de, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmamış, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, taşınmaz bölümlerinin iman planı kapsamına alınıp alınmadıkları, alınmışlarsa imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanılmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, hangi fotoğrafı incelemesi bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan orman ve ziraat mühendisi bilirkişileri tarafından zilyetlik süresini tespitten uzak 1950, 1985 ve 1999 tarihlerine ait hava fotoğrafları üzerinde yapılmış ve taşınmaz bölümlerinin evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz bilirkişi (orman ve ziraat) raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının murisin babası Ökkeş Ünlüçay"a ait nüfus kaydı ve veraset ilamı incelenerek başka mirasçısının bulunup bulunmadığı belirlenmeli, başka mirasçının/mirasçıların bulunduğunun anlaşılması halinde davacıdan, taşınmazın murisinden kendisine nasıl intikal ettiği açıklattırılarak, iddiasına göre kendisine ispat hakkı tanınmak suretiyle aktif dava ehliyetinin bulunmadığı belirlenmeli; davacı ve murisi adına taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanı içerisinde belgesizden taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, varsa tespit tutanakları ve oluşmuş iseler tapu kayıtlarının onaylı örnekleri ile dava konusu taşınmaz bölümlerine komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldıkları Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadıkları ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında kaldıklarının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosya arasına celp edilmeli, taşınmaz bölümleri imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden değilse dava tarihinden 15- 20-25 yıl öncesine (özellikle 1985-1999 yılları arasında çekilmiş) ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilip dosya arasına konulmalı, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, davacının murisinden intikal ettiğinin belirtilmesi halinde, murisin terekesinin yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise hangi tarihte taksim edildiği ve dava konusu taşınmaz bölümünün davacıya düşüp düşmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediğini, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliklerini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi