23. Hukuk Dairesi 2016/8086 E. , 2019/5197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, birleşen davada davalı ... yönünden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl davada davalı ... ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, kooperatif üyelerinden Halil İbrahim Sürücü tarafından davacı aleyhine alacak davası açıldığı, davanın kazanıldığını mahkeme kararının takibe konulduğunu, takibin kesinleşerek davacı aleyhine cebri icra işlemi yapıldığı ancak davacı kooperatifin malvarlığının bulunmaması nedeniyle herhangi bir ödeme imkanı olmadığını, tasfiye memuru 16.02.2012 tarihli kararı ile kooperatifin malvarlığının bulunmaması ancak ödenmesi gereken borcunun olması başka imkanın bulunmaması nedeni ile borcun tahsilat ve tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına ve üyelerin payları nispetinde belirlenen miktarları ödemesi sonrası tasfiye işlemlerinin tamamlanması yönünde karar alındığını, bu kararın ardından kooperatif üyesi olan davalılar aleyhine icra takibine başlandığını bu icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."ın kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve bu istifanın 15.05.1996 yılında kabul edilerek kooperatif ile ilişiğinin kesildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 36. maddesinin ve anasözleşmenin 20. maddeleri hükümleri karşısında davalı ... kooperatifin borcundan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine, davacının ödemekle yükümlü olduğu bedelin üyelerden talep edilmesinin mümkün olduğu, dava dışı ..."nün ödediği aidatların davacı kooperatifçe kullanıldığı, inşaat harcamaları genel giderler yapıldığı dolayısıyla üyelerin menfaat sağladığı, davalı ..."in tasfiye halinde olan ve başka malvarlığı olmayan kooperatifin borcundan dolayı üyelerin sorumlu olduğu bu nedenle davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, tasfiye halindeki davacı kooperatifin tasfiye memurunca alınan karar gereği başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl dava yönünden;
1-Kooperatif ortağından parasal taleplerde bulunulabilmesi için, bu yönde alınmış bir
genel kurul kararı bulunması gerekir. Genel kurul kararı almayan ve borçları varlığından fazla olan kooperatifin tasfiye memurunun 6335 sayılı Kanun"un geçici 7/6-b maddesi uyarınca işlem yaparak, durumu derhal alacaklılara bildirmesi ve 3 ay içerisinde iflas için mahkemeye müracaat etmemeleri halinde kaydın silineceğini ihtar etmesi gerekirken, alacak ihdas ederek ortaklardan talep etmesi doğru değildir. Davanın işbu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, asıl davada diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Birleşen dava yönünden;
3-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4-Tasfiye sürecine girmiş bir kooperatifin üyeliğinden istifa eden ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81/2. ve anasözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarından sorumlu olduğu gibi, esasen istifadan önce doğan tasfiye giderlerinden de zaten sorumludur. Ancak, kooperatif ortağından parasal taleplerde bulunulabilmesi için, bu yönde alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerekir.
Somut olayda, genel kurul kararı almayan ve borçları varlığından fazla olan kooperatifin tasfiye memurunun 6335 sayılı Kanunun geçici 7/6-b maddesi uyarınca işlem yaparak, durumu derhal alacaklılara bildirmesi ve 3 ay içerisinde iflas için mahkemeye müracaat etmemeleri halinde kaydın silineceğini ihtar etmesi gerekirken, alacak ihdas ederek ortaklardan talep etmesi doğru değildir. Davanın işbu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMKnın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (3) no.lu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin birleşen dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine, (4) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen gerekçesi DEĞİŞTİRİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalıya iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi