10. Hukuk Dairesi 2021/4210 E. , 2021/10725 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; 18.06.2009 tarihli trafik iş kazası sonucu yaralan sigortalıya ödenen geçiçi iş göremezliğin tahsili amacıyla davacı Kurum tarafından ...İcra Müdürlüğü"nün 2012/4872 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin olup ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen ilk hüküm dairemizin 03.12.2018 tarih ve 2016/12381 Esas, 2018/10130 Karar sayılı ilamı ile yazılı gerekçelerle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’dur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 91. maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin ya da şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dâhilinde kefili durumundadır. Karayolları Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur.
Ne var ki, sigorta şirketinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle, poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
Eldeki davada ise, davalı tarafça ileri sürülen, icra takibinden 2 gün sonra ihbar edilen ... tarafından ödeme yapıldığı iddiası ayrıntılı olarak araştırılmalı ve mükerrer ödemeye meydan verilmemesi açısından, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tarih ve miktarı yönünden dayanağı belgeler de getirtilerek yöntemince araştırılmalıdır. Her ne kadar ilk derece mahkemesi gerekçesinde, davalının ödeme iddiasının bulunmasına karşın bozma ilamında bu hususa değinilmediğini ileri sürmüşse de ödeme iddiası bunun gerçekliğinin şüpheden uzak belirlenmesi karşısında borcu sona erdiren bir işlem olduğu ve itiraz niteliğinde bulunması sebebiyle de tahkikat aşamasında her zaman ileri sürülüp tahkik edilmesi gerekeceğinden bu iddianın yöntemince irdelenmesi gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalıya iadesine, 22.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.