13. Hukuk Dairesi 2016/26153 E. , 2019/9172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu davalıya optik malzemeler sattığını, satılan mallara ilişkin 7 irsaliyeli fatura düzenlendiğini, ve malların davalıya teslim edildiğini, davalının 08/07/2010 tarihi itibarıyla cari hesaptan kaynaklanan 6.543,26 TL borcu olduğunu, ödemeyince icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla davalının takibe vaki itirazının asıl alacak yönünden iptaline davalı aleyhine alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevaplarını sunmamıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Bilindiği üzere mahkemece çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde konuda uzman bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verebilir. Bu halde bilirkişi tarafından sunulan rapor HMK m.281 hükmü uyarınca taraflara tebliğ edilerek taraflara rapora karşı itirazlarını sunmaları için 2 haftalık süre verilir.
Somut olayda bilirkişi raporunun davacıya tebliğine ilişkin 01/06/2016 tarihli tebligat, muhatabın o an için nerede olduğu tebligat mazbatasına yazılmadan işçisine tebliğ edildiğinden usulsüzdür. Muhatabın tebligata aynı gün muttali olduğu kabul edilse dahi davacı vekili rapora itiraz süresi içinde, 07/06/2016 tarihli duruşmada, rapora itirazlarını sunmak için ek süre istediğini belirtmiş, ancak mahkemece davacının itiraz süresinin dolması beklenmediği gibi ek süre talebi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmeden aynı celse davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durum, HMK"nın emredici 281.maddesine aykırı olduğu gibi Kanunun 27.maddesinde açıklanan anayasal hukuki dinlenilme hakkının da ihlali anlamındadır.
Öte yandan HMK"nın 184. ve 186.maddeleri gereği hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Mahkeme tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Buna göre somut olayda ek süre talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece, sözlü yargılama için yeni bir gün tayin edilmeden karar verilmesi de belirtilen kanun maddelerine aykırıdır.
Sonuç olarak, mahkemece, bilirkişi raporuna itiraz süresi tanınmadan ve sözlü yargılama usulü konularında yukarıda açıklanan emredici usul kurallarına uygun bir yargılama yürütülmeden yazılı şekilde karar verilmiş olup, bu durum aynı zamanda davacının anayasal hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğinden kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.