Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8407 Esas 2019/5195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8407
Karar No: 2019/5195
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8407 Esas 2019/5195 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/8407 E.  ,  2019/5195 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili firmanın teknesini bağlamak için 2005 yılından itibaren davalı şirket ile sözleşmeler akdettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında olması nedeni ile tekne bağlama sözleşmelerinin her yıl sonunun akabinde yenilenmediğini ancak ücretlerinin ödendiğini, sözleşme yenilemenin birkaç gün rötarlı olarak yapıldığını, 2012 yılında ise süregelen teamülü davalı tarafın uygulamaktan imtina ettiğini, davalı şirketin müvekkiline 13.06.2012 tarihinde sözleşmenin yenilenmesine ilişkin yazı gönderdiğini, bu yazıda 9.866,68 Euro talep edildiğini, müvekkili şirketin kendisine her sene uygulanan indirimin uygulanacağı inancıyla indirimli olarak hesap edilen 8.880 Euro karşılığı 18.300 TL"yi davalının banka hesabına 24/07/2012 tarihinde yatırdığını, davalı şirketin 19.07.2012 tarihinde tekne marinadan ayrılmak istediğinde buna izin vermediğini, bu sebeple müvekkilinin şirket ve yetkililerinin seyahat etme özgürlüğünün engellendiğini, şirketin ticari itibarının zedelendiğini, müvekilinin teknesini başka marinaya götürmek zorunda kaldığını, başka bir marina ile anlaşma yapmak zorunda kalması sebebi ile 570 Euro"luk bir zararı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 570 Euro, 10.500 TL"nin 14.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davasına dayanak yaptığı haksız fiilin vukuu bulduğu tarihin 14.09.2012 olduğu, davanın ise 28.07.2015 tarihinde açıldığı, dava konusu olayın niteliği itibariyle uzamış zamanaşımından söz edilemeyeceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 72. Maddesinde haksız fiile dayalı tazminat talepleri için öngörülen zamanaşımı süresinin zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl olduğu, davacı tarafın da eylemin vukuu bulduğunu beyan ettiği 14.09.2012 tarihi itibariyle zarardan ve tazminat yükümlüsünden haberdar olduğu, aksinin de davacı tarafça ileri sürülmediği, tazminat davasını 72. madde de öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Taraflar arasındaki ilişki hizmet alım sözleşmesine ilişkindir. Zamanaşımına ilişkin .../...
    genel hüküm "On Yıllık Zamanaşımı" başlıklı 146. maddesinde yer almaktadır. Bu madde "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." hükmünü içermektedir. TBK"nın 147. maddesinde bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm de bulunmadığından, TBK"nın zamanaşımı konusundaki genel hükmü gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Mahkemece uyuşmazlığın haksız fiile dayandırılıp 2 yıl zamanaşımı tespiti ile davayı zamanaşımından reddetmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.