Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/5765
Karar No: 2019/3870
Karar Tarihi: 26.06.2019

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/5765 Esas 2019/3870 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2018/5765 E.  ,  2019/3870 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir (Kapatılan) 14.Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli, 2013/648 esas ve 2013/852 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 08/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    İncelenen dosyadan;
    1-Sanık hakkında “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2012 tarihli ve 2012/20289 soruşturma, 2012/8764 esas, 2012/4076 sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1-2 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    2-Yapılan yargılama sonucunda İzmir 14.Sulh Ceza Mahkemesinin 12/09/2012 tarihli, 2012/323 esas ve 2012/1218 sayılı kararı ile sanık hakkında TCK’nın 191/2 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 31/10/2012 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3-İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31/12/2012 tarihli çağrı yazısının 04/02/2013 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle evrakın kapatılarak 11/04/2013 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    4-Kanun yararına bozma istemine konu; İzmir 14.Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli, 2013/648 esas ve 2013/ 852 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62..maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 15/11/2013 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    5-Denetim süresi içerisinde 03/08/2016 tarihinde işlediği “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ” suçu nedeniyle İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2017 tarihli, 2017/152 esas ve 2017/385 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 19/12/2017 tarihinde istinaf kararı ile kesinleştiği,
    6-İhbar üzerine İzmir 35.Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli, 2018/33 esas ve 2018/476 sayılı karar ile ; hükmün açıklanmasına, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,kararın 21/05/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair İzmir 14. Sulh (kapatılan) Ceza Mahkemesinin 12/09/2012 tarihli ve 2012/323 esas, 2012/1218 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbetlik tedbirine uymadığından bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir 14. Sulh (kapatılan) Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli ve 2013/648 esas, 2013/852 sayılı kararının kapsayan dosya incelendi.
    İzmir 14. Sulh (kapatılan) Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli ve 2013/648 esas, 2013/852 sayılı kararının kanun yararına bozulması hâlinde, sanığın denetim süresi içerisinde kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunu işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli ve 2018/33 esas, 2018/476 sayılı kararının, kanunen yok hükmünde sayılacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde müracaat etmesine dair İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31/12/2012 tarihli ve 2012/7554 DS sayılı çağrı yazısının 04/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine anılan Müdürlüğünün 11/04/2013 tarihli ve 2012/7554 DS sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verilmiş ise de; tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli ve 2013/648 esas, 2013/852 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi :
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında sanık isminin maddi hata sonucu ... ... olarak belirtildiği değerlendirilerek yapılan incelemede;
    5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde,
    “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.
    (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde,
    5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 40. maddesinde;
    “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir.
    (3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir.
    (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
    Yine, Yönetmeliğin dördüncü kısım beşinci bölümünde yer alan "Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri ve bu tedbirin yerine getirilmesi" başlıklı 72. maddesinde ise kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişiler hakkındaki denetimli serbestlik kararlarının infazı sırasında yürütülecek işlemler hakkında düzenlemelere yer verildiği,
    Somut olayda, sanık hakkında İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli 2013/648 esas ve 2013/852 sayılı kararı ile verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığa 10 gün içinde İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının usule uygun şekilde tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 191.maddesinde yapılan değişiklikle TCK’nın 191/4.maddesinin a) bendinde “kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde kamu davası açılır” düzenlemesine yer verildiği, yükümlülüklere uymamakta ısrar şartının 6545 sayılı Kanun ile öngörüldüğü, bu düzenlemeye göre; sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edilebileceği, ancak; kanun yararına bozma istemine konu İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/648 esas ve 2013/852 sayılı kararının karar tarihinin 04/11/2013 tarihi olup hüküm tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun’un yürürlükte olmadığı, hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. ve 40. maddesinde yer alan düzenlemeler karşısında yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar şartının gerçekleşmesinin aranmayacağı, kararın kanuna aykırı olmadığı, bu karara karşı uyarlama yargılaması talep edilebileceği anlaşıldığından, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
    D-)Karar :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2013 tarihli ve 2013/648 esas, 2013/852 sayılı hükmüne yönelik yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE; dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
    26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi