13. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/18722 Karar No: 2013/21026 Karar Tarihi: 10.9.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18722 Esas 2013/21026 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığı için kendisinden tahsil edilen 4.718.35 TL'nin iadesini istemiştir. Ancak mahkeme, alınan bedellerin sözleşme kapsamında tahsil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep ederken, bankanın zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden talep edebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, sabit taksitli ve sabit faiz oranlı konut finansman kredilerinde faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle yapılandırma ücreti veya komisyon adı altında yapılan tahsilatların da hukuka uygun olmadığı ifade edilmiştir. Hayat sigortasının kredi borcunu teminat altına almak için yapıldığı ancak tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, uzman bir bilirkişi ya da heyetten belgeli masrafların tespiti noktasında rapor alınarak bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda HUMK'nun 440/III-2 maddesi referans alınmıştır.
13. Hukuk Dairesi 2013/18722 E. , 2013/21026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını belirterek, kendisinden bu nedenle tahsil edilen 4.718.35 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bedellerin sözleşme kapsamında tahsil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini istemekte olup, dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Aynı doğrultuda sabit taksitli ve sabit faiz oranlı konut finansman kredilerinde, faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle aynı bankadan olmak kaydı ile yeni faiz oranları üzerinden ödeme miktarları ve tarihlerinin yeniden yapılandırılmasına dair işlemin ise yasal mevzuat kapsamında erken ödeme niteliğinde bulunmayıp bu tür durumlarda da, tüketicilerden yapılandırma ücreti veya komisyon adı altında yapılan tahsilatlarda da hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, bankaların kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır. Buna göre; mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi ya da heyetinden, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve kredinin kullanılması için zorunlu ve belgeli masrafların neler olduğunun tespiti noktasında rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.