16. Hukuk Dairesi 2018/1598 E. , 2020/4445 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalılar adına tespit edildiğinin davalılar tarafından kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu halde, bu konuda hüküm kurulmadığından kararın mevcut hali ile infazı mümkün bulunmadığı gibi, hükümde yer almayan bir hususun sonradan tavzihle hükme eklenmesinin de isabetsiz olduğu" belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 21.02.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 4.516,41 metrekarelik bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın kök muris Abdullah’tan kendi miras bırakanı Cemil’e, Cemil’in vefatından sonra ise kendisine kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahallinde 14.02.2014 tarihinde yapılan keşif sırasında davacının, “...Davalı taraf dava konusu gayrimenkulün kendilerine ait olmadığını, kendilerine ait olan gayrimenkulün keşfe gidilen yer değil de daha yukarısında olduğunu beyan etmiştir. Bu hukuki anlamda bir ikrardır, bu hususun da gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz, yapılan açık keşfe bir diyeceğim yoktur…” şeklinde beyanda bulunduğu, keşif sırasında hazır bulunan davalılar ..., ... ile muris ...’un mirasçısı davalı ..."un ise, “keşif yapılan taşınmaz bize ait değildir, açılan davayı kabul ediyoruz, yanlışlıkla adımıza kaydedilmiştir, yapılan açık keşfe de bir diyeceğimiz yoktur” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Mahkemece, yapılan keşifte davacının hak iddia ettiği taşınmazı gösterdiği 21.02.2014 tarihli fen bilirkişi raporunun davacı vekiline tebliğ edildiği ve davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, bir kısım davalıların kabul beyanı ve bozma öncesindeki kararın davalılar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle, bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölüme yönelik davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, 6100 sayılı HMK"nın 308. maddesinde açıklanan şekli ile kabul beyanı, tek taraflı ve davayı sona erdiren taraf işlemi olup somut olayda bir kısım davalılar çekişmeli taşınmazın kendilerine ait olmadığını beyan ederek davayı kabul etmişlerse de, davanın açılmasından önce vefat eden ...’un çekişmeli taşınmazdaki 1/4 payı, davalı ... ve diğer mirasçıları arasında iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup, iştiraken mülkiyet halinde mirasçıların tek başlarına kabul beyanlarının hukuki sonuç doğurmayacağı göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece Mehmet Emin Fehim mirasçısı ..."un kabul beyanına değer verilerek, bir kısım davalıların kabul beyanının dava konusu taşınmazın bir bölümüne yönelik olduğu kabul edilerek, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalılar ... ve ..."un kabul beyanlarının taşınmazın tamamı hakkında olduğu dikkate alınmak suretiyle, davalı ...’in 1/2 oranındaki, ve davalı ...’ın ise 1/4 oranındaki payının davacı adına tesciline; yargılama sırasında vefat eden davalı ...’un 1/4 hisse oranındaki payı yönünden ise, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından kullanıldığının anlaşılması nedeniyle, bu hissenin de davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin delillerin yanılgılı değerlendirilmesi neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.