Güveni kötüye kullanmak - tehdit - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6349 Esas 2016/3497 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6349
Karar No: 2016/3497
Karar Tarihi: 28.03.2016

Güveni kötüye kullanmak - tehdit - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6349 Esas 2016/3497 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/6349 E.  ,  2016/3497 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanmak, tehdit
    HÜKÜM : 5237 sayılı TCK 155/1, 52/2, 53/1 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 73.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
    5237 sayılı TCK"nın 106/1-1, 53/1 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan ..."nin sanıkla olay tarihinden önce arkadaş oldukları, katılanın eski eşinden kalma gayri menkulünü sattığı ve 43.000 TL sini sanığa kamyon alması için ortaklaşa kazanç elde etmek için verdiği, bu teklifin sanık tarafından kabul edildiği, bu parayı alan sanığın, katılanla anlaştıkları gibi bir kamyon aldıkları ve bu aracın ... üzerine tescilinin yapıldığı, daha sonra sanığın katılanla aralarındaki bu ilişkiyi inkar ederek kamyonu sattığı ve katılandan aldığı parayı da inkar ettiği, katılanın parasını istemesi üzerine de " ... İnkar ediyorum, gardaşım Hasan, yeğenim Murat seni bir gecede kaybeder seni " demek suretiyle tehdit ettiği, böylelikle sanığın güveni kötüye kullanma ve tehdit suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda, katılan beyanı, tanık anlatımı, mesaj tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eylemlerinin tehdit ve güveni kötüye kullanma suçlarını oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabülünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 tarih ve 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin sanık hakkında kurulan her iki hükümde ayrı ayrı en üst cezanın belirlenmesi, ayrıca sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde adli para cezasının en üst sınırı 730 gün olarak belirlendikten sonra yine para cezasının da en üst sınır olan 100 TL belirtilmek suretiyle TCK"nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan ve bu kriterler esas alınmadan, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak en üst sınır uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.