5. Ceza Dairesi 2014/4058 E. , 2019/5332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet (sanıklar ....,.... hak.), zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma (sanık ... hak.)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
5271 sayılı CMK"nın 223/9. maddesinde, 1412 sayılı CMUK"nın 253/6. maddesine paralel bir şekilde "Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyeceği" hüküm altına alınmış olup, anılan maddenin gerekçesinde de "fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen hallerde derhal beraat kararı verilebileceği"nin belirtilmesine, Ceza Genel Kurulunun 24/06/2016 tarihli ve 126–207 sayılı Kararı başta olmak üzere yerleşmiş uygulamasında "zamanaşımının gerçekleşmesi durumunda derhal beraat kararı verilmesini gerektiren haller hariç öncelikle beraat değil, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi, aksi halde, yani derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hallerde ise zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmemesi gerektiği" görüşünün benimsenmesine, Ceza Genel Kurulunun 18/12/2012 tarihli ve 864-1861, 26/06/2012 tarihli ve 978-250 ile 23/01/2007 tarihli ve 254-5 sayılı Kararları başta olmak ve Özel Dairelerce de benimsenmiş olan birçok kararında da açıkça vurgulandığı gibi yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay tarafından re’sen zamanaşımı kuralı uygulanarak kamu davasının düşmesine karar verilmesinin zorunlu olmasına göre; eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hal, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durum bulunmadığından zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle mahkemece re"sen ve diğer iddialardan önce
davanın düşmesine karar verilmesi zorunluluğuna riayet edilerek, sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davası neticesinde verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma kararına karşı sanık müdafin temyizde hukuki yararı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin diğer sanıklar ... ve ... haklarındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun 765 sayılı TCK"nın 240. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 04/02/2005 ile inceleme günü arasında, durma süreleri de eklendiğinde, bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın hükümden sonra 23/02/2018 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 64 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA 15/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
M/B