6. Ceza Dairesi 2015/4024 E. , 2018/2095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Senet yağması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanıklar ..., ... ve suç arkadaşları ... ... ile birlikte olay günü gece vakti, silah tehdidiyle otomobile bindirdikleri yakınan ..., ... bir bakkal dükkanına götürdükleri, burada sanık ..."ın “Sen benim karımı kaçırdın, ben de senin karını kaçıracağım.” biçiminde tehdit edip, sanıkların suç arkadaşlarıyla birlikte yakınana bir senede 15 milyar TL yazdırıp imzalattıkları, daha sonra evinin civarına getirdikleri yakınana “Polise gitme, yoksa seni gebertiriz, karını dağa kaldırırız.” şeklinde tehdit edip serbest bıraktıkları olayda;
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 26.03.2004 gün ve 2004/523 sayılı iddianamesi ile sanıklar ..., ... ve suç arkadaşları hakkında 765 sayılı TCK’nın 497. maddesi kapsamında bulunan yağma suçundan cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının yürütülen yargılamasında, 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği,
Hal böyle olunca;
1-) Oluş ve dosya kapsamına göre; sanıklar ... ve ..."un mağdura karşı gerçekleştirdikleri eylemlerin suç tarihindeki 765 sayılı TCK’nın 499.maddesi 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a-c-h ve 109/2-3,(a,b) maddeleri kapsamında kaldığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-) Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece CMUK"nın 376. maddesi uyarınca, sanık ..."dan bozma kararına diyeceğinin sorulması zorunludur. Sanığa bozmada belirtilen ve aleyhine sonuç doğuracak hususlarda beyanda bulunma, kendini savunma ve bu konuda kanıtları sunma olanağı tanınmalıdır. Bu hüküm maddesinde anlamını bulan savunma hakkının sınırlandırılmayacağı ilkesine dayanmakta olup, uyulmasında zorunluluk bulunan buyurucu bir kural olduğunun dikkate alınmaması,
3-) T.C. Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,
4-) 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle, karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün kısmen istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.