Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/955
Karar No: 2013/2512
Karar Tarihi: 14.02.2013

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/955 Esas 2013/2512 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2013/955 E.  ,  2013/2512 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerine Mart 2000-18/05/2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Davacı, davalı apartman yönetimine ait işyerinde 1.7.2002-18.5.2007 tarihleri arasında hizmet sözleşmesine dayalı olarak geçen çalışmaların tesbiti ile bu döneme ilişkin ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsiline kara verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, hizmet tespiti davasının alacak davasından 9.10.2008 tarihili ara kararı ile tefrik edilerek davaya hizmet tespiti olarak bakılarak yapılan yargılama sonucu 2010/633 K sayılı 27.10.2010 tarihli kararı ile hizmet tespiti yönünden davanın reddine karar verilmiştir,
    Ne var ki temyiz incelemesi sırasında maddi yanılgı sonucu hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davalar mahkemece tefrik edildiği halde her iki davanın tefriki gerektiğinden bahisle mahkeme kararı Dairemizin 29.12.2012 gün ve 2011/8 E ve 2012/2724 K sayılı ilamı ile bozulmuş mahkemece bozma kararımıza karşı direnilerek hizmet tespitine ilişkin davanın reddine karar vermiştir. 05/07/2012 gün ve 6352 sayılı Yasa ile 5521 sayılı Yasaya eklenen geçici 2.maddesi uyarınca yapılan incelemeye ve mahkemenin direnme hükmünde dayandığı gerekçeye göre Dairemize ait anılan bozma ilamının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.
    Hizmet tespitinin esastan reddine ilişkin kararın temyiz incelemesine gelince;
    Mahkemece, davalı işveren tarafından ihtilaflı döneme ilişkin davacı yönünden herhangi bir bildirimin yapılmadığı davacıya belirli bir ücret ödenmediği, çalışma olgusunun çelişkili tanık anlatımları ile kanıtlanmaya çalışıldığı davacının davalı işyerinde çalıştığına ilişkin işe giriş bildirgeleri aylık sigorta gün bilgileri ve dört aylık pirim bordrolarının bulunmadığı,taraflar arasında akdedilmiş sözleşmeye rastlanmadığı, davacının, davalı ile aralarında hizmet ilişkisi olduğunu ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı tarafından davacıya ait işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma verilmediği, davalı apartman işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamında kayıtlı olmadığı, davacının ihtilaflı dönemde 9.10.2002 tarihinden itibaren 12 gün süre 11006368 sigorta sicil sayılı işyerinden bildirimin bulunduğu 4.5.2007 tarihine kadar 506 sayıl Yasaya tabi bir bildirimin bulunmadığı bu tarihten itibaren 1009588 sayılı işyerinden bildirimin başladığı 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü süre gözetildiğinde davalı işyerinden tesbiti mümkün olan sürenin 22.10.2002-3.5.2007 tarihleri arasındaki dönem olduğu anlaşılmaktadır. Davalı işveren cevap dilekçesinde davacının apartmana ait kalorifer dairesinde oturduğunu doğalgazdan merkezi sisteme geçilmesi nedeniyle davacının kalorifer dairesinden çıkarıldığını davacı çalışmalarının yılda sadece 3-4 ay süre ile kaloriferi yakmak şeklinde gerçekleştiğini, davacının 2001 yılı 3.ayından 2007 yılı 5.ayına kadar kalorifer dairesinde kira vermeden oturduğunu, kaloriferi yaktığı yıllık 5 ay için kendisine 280 TL maaş ödendiğini davacının kendileri ile birlikte 4 ayrı apartmana daha hizmet verdiğini yine asıl mesleğinin sıvacılık olup aralarda sıvacılık ta yaptığını beyan etmiş dinlenen komşu apartman sakinleri ise davacının davalı işyerinde kapıcı olarak çalıştığını belirtirken çalışmanın ne zaman başlayıp ne zaman sona erdiği ve çalışma süreleri konusunda net beyanda bulunamamışlardır.Yine davacı tarafça ibraz edilen 2005-2007 tarihleri arasındaki asansör aylık bakım formlarından davacının davalı apartman adına bina görevlisi olarak bu formları imzaladığı görülmüştür.
    Uyuşmazlık, taraflar arasında hizmet sözleşmesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. maddesidir. Anılan madde gereğince çalışmaların tespit ve sigortalı hizmet olarak değerlendirilebilmesi için çalışmaların 506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi anlamında hizmet akdine dayalı olarak geçmesi koşuldur.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesine göre, hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu yasaya göre sigortalı sayılırlar. Hizmet akdinin unsurları, hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunmasıdır. Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları "zaman ve bağımlılık" dır. Başka bir anlatımla, "zaman ve bağımlılık" unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayandığı söz götürmez. Aynı Yasanın 6. maddesine göre ise, çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olurlar. Öte yandan, sigortalı olmak için Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 3-I/B ve 78/2. maddelerine göre, ücretin koşul olmadığı da açık-seçiktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.2005 gün ve E:2004/10-737 ve K:2005/26 sayılı kararı). Bundan başka, ücretin ödenme biçimi de sonuca etkili değildir.
    Somut olayda davacının davalıya ait apartman işyerinde "zaman ve bağımlılık" unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde hizmet aktine dayalı olarak 22.10.2002-3.5.2007 tarihleri arasında çalıştığı, giderek davacının iş gücünü belirli veya belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmak suretiyle çalıştığı,ücret ödemesinin ise yapıldığı davalı işverenin cevabı, dinlenen tanık beyanları,ve davacı yanca sunulan asansör aylık bakım formalarından, açıkça ortadadır. Ancak davalı işveren davacının kendileri ile birlikte 4 apartmanın daha kaloriferini yakmak suretiyle hizmet verdiği iddiasında bulunmuş olup davanın kamu düzeninden olduğu da gözetilerek çalışmanın gün içersinde sürekli mi yoksa part-time mı olduğu üzerinde durularak gerektiğinde yeniden komşu işyerinin kayıtlara geçmiş tanıkları Kurum, Zabıta ve belediye vasıtası ile tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı çalışma süreleri tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ::Mahkemece davaların tefriki yönünde verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşıldığından Dairemizin mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 29.2.2012 gün 2011/8 E,2012/2724 K Sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
    2-Hükmün yukarıda açıklana nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
    14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi