2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/10108 Esas 2013/22142 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/10108
Karar No: 2013/22142
Karar Tarihi: 01.10.2013

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/10108 Esas 2013/22142 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetinin ertelenmesi talebiyle Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmıştır. Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna karar vererek, 2863 sayılı Kanunun 67/2 ve 74/1-2. cümle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62, 52, 53, 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve hapis cezasının ertelenmesine karar vermiştir. Ancak, sanık müdafii tarafından temyiz edilen kararda özellikle kültür varlığı ticareti suçu ile ilgili olarak belirsiz ifadeler yer aldığı ve kanun maddelerinin yanlış uygulandığı gerekçeleriyle hüküm bozulmuştur.
Kararda belirtilen kanun maddeleri şöyledir:
- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu: 67/2, 74/1-2.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu: 61, 52, 53, 51.
12. Ceza Dairesi         2013/10108 E.  ,  2013/22142 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : 1) 2863 sayılı Kanunun 67/2, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52, 53, 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve hapis cezasının ertelenmesi,
    2) 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümle, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52, 53, 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve hapis cezasının ertelenmesi

    2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık ... ile temyize gelmeyen sanıklar ... ve ... haklarında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında mahkeme kararına istinaden yapılan dinleme sonucunda, sanıkların kültür varlığı ticareti yaptıklarına dair bilgiler edinilmesi nedeniyle, temyize gelmeyen sanık ..."un ikametinde yapılan aramada, tarafsız bilirkişi kurulu raporu ile 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu belirlenen 7 adet taştan yapılma mührün ve anılan Kanun kapsamında yer almayan 12 adet varlığın ele geçirildiği, sanık ... ve sanık ..."ın ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise her hangi bir kültür varlığına rastlanılmadığı, sanık ..."ın savunmasında, kültür varlığı ticareti yapmadığı gibi adı geçen sanıklar ile her hangi bir kazı faaliyetinde de bulunmadığını beyan ettiği, sanık ..."un ise evinde yapılan aramada ele geçirilen eserlerin kendisine ait olduğunu, sanık ... ve ..."ın bu eserler ile ilgilerinin bulunmadığını, adı geçen sanıklar ile kazı veya define araştırması yapmadığını ifade ettiği anlaşılmış olup,
    2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesine temas eden izinsiz kültür varlığı bulundurma suçunun 5271 sayılı CMK"nın 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla, anılan suç yönünden görüşme detaylarının hukuka uygun delil olarak kabul edilemeyeceği gibi sanık ..."ın kültür varlığı ticareti yaptığına dair mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil de mevcut olmadığı, yine her ne kadar 2863 sayılı Kanunun 74. maddesi CMK’nın 135/6-e maddesi kapsamında iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlar arasında ise de, sanık ... tarafından izinsiz olarak kazı yapıldığına dair bir görüşmenin mevcut olmaması, temyize gelmeyen sanık ..."un kollukta alınan ve diğer sanıklar ile Diyarbakır"ın çeşitli ilçelerinde kazı yaptıklarına dair savunmasını yargılama aşamasında inkar etmesi karşısında, sanık ..."ın izinsiz olarak kazı yaptığının da sübuta ermediği, tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği hususunun gözetilmemesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de;
    1-Kültür varlığı ticareti suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi gereğince iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu nazara alınmak suretiyle hapis cezasının asgari hadden belirlendiği gözetilmeksizin, aynı gerekçelerle adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
    2-5237 sayılı TCK"nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın, bu haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.