Esas No: 2016/18354
Karar No: 2021/1818
Karar Tarihi: 25.03.2021
Danıştay 4. Daire 2016/18354 Esas 2021/1818 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18354
Karar No : 2021/1818
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2009 yılında pos cihazı kullanmak suretiyle tefecilik faaliyetinde bulunduğundan bahisle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden tarh edilen 2009 yılı üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun bu haliyle davacı adına tefecilik faaliyetinde bulunduğunu ortaya koyacak tespitler içermediğinden cezalı vergilendirme işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde;vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ancak vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadelerinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı belirtilmiş; aynı Kanunun 30. maddesinde, resen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış; 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde "a) İkrazatçı: Devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişileri", 5. maddesinde "ikrazatçılıkla uğraşacak gerçek kişilerin bir beyanname ile Müsteşarlıktan faaliyet izni almak zorunda oldukları", 9. maddesinde de "Bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi, tefecilik sayılır." hükmü yer almaktadır.
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; davacının elektrikli ev aletleri ve perakende tcareti faaliyeti ile iştigal etttiği, mükellefiyetinin 09/10/2009 tarihinde sona erdiği, tasdikli işletme defterinin mevcut 2009 dönemine ilişkin mevcut olduğu, 2009 döneminde gelir vergisi beyannamesini verdiği, dönem içinde satılan emtia 2.440.211,51-TL olduğu ve 2.454.373,82-TL hasılat elde edildiği, Kdv beyanının toplamda 27.863-TL olduğu, 2009/4-7, 7-9 dönemi muhtasar beyannamesini verdiği, 2009 da 6111 den faydalanmadığı, mükellefin 2009 dönemine ilişkin belgelerinin incelenmesi neticesinde kontör alımında bulunduğu mükelleflerin listendiği 2.388.558,96-TL lik alımının, aynı dönemde 2.372.300,13-TL kontör satışında bulunduğunun belirlendiği, yapılan tespitlerden 1.927.063,79-TL'lik kontör alımında bulunulan mükelleflerlerin tefecilik yaptığı yönünde düzenlenmiş raporların bulunduğu, ayrıca mükellefin 2009 yılında aynı firmadan fatura aldığı ve aynı firmalara fatura düzenlediği tespit edilmiş olup tutarların gösterildiği, 387.554-TL fatura alınmış aynı kişilere 536.783,13-TL fatura düzenlendiği, mükellefin ilgili dönemde 2.348.559-TL pos satışının tespit edildiği, konuyla ilgili kredi kartı sahiplerine ilişkin ifadelerden, pos cihazlarından yapılan işlemler karşılığında herhangi bir emtia alınmadığı, nakit ihtiyaçlarından dolayı mükellefin pos cihazından kart çektirerek kredi kart borçlarının çevrildiği ya da nakit ihtiyaçlarını gidermek için mükellef pos ihazlarını kullandıkları ve belli bir oranda komisyon ödediklerini beyan ettikleri, davacının konuyla ilgili ifadesinde, 2009da kontör emtia alımında bulunduğu mükellefler ilgili söz konusu kişileri tanımadığını, bunlardan kontör alarak sattığını, düzenlediği fatuaraların sahte olduğunu bilemeyeceğini, fatura tutarlarını nakit ve ya kartla ödediğini, pos cihazının kullandırıldığına ilişkin sorulan soruya, böyle bir iş yapmadığını, doğru olmadığını, kontör satışı yaptığını ve karşılığında fatura kestiğini, kart sahiplerini tanımadığını, kontör alanların ne maksatla aldıklarını bilemediğini, pos cihazı kullanılmak suretiyle ödünç para verme işlemi yapmadığını ifade ettiği tespitlerine yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen tespitlerin değerlendirilmesinden, aynı şahıslardan alım satımın olduğu ve bu tutarların çok yüksek miktarlı olduğunun görüldüğü, kredi kartları kullanılanlarca yapılan araştırma neticesinde komisyon karşılığı pos cihazını kullandırdığı anlaşılan davacı hakkında takdir komisyonunca tespit edilen matrahın bulunuş biçimi incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen Mahkeme Kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.