20. Ceza Dairesi 2018/5769 E. , 2019/3867 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/577 esas, 2018/202 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 16/11/2016 tarihli, sayılı 2016/64364 soruşturma ve 2016/2905 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 30/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
2- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın gereğinin ifası için 17/11/2016 tarihinde Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3-Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 21/11/2016 tarihli çağrı yazısının şüpheliye 15/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurduğu, 20/12/2016 tarihinde müdürlükte bilgilendirme formunun elden tebliğ edildiği, aynı gün hastaneye sevkedildiği, 20/03/2017 tarihli bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının 23/03/2017 tarihinde müdürlükte elden, 06/04/2017 tarihinde de posta yoluyla bizzat şüpheliye tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 10/04/2017, 30/05/2017 ve 13/06/2017 tarihli bireysel görüşmelerine katıldığı, 09/06/2017 tarihli grup çalışmasına katılmadığı, 13/06/2017 tarihinde mazeret bildirdiği, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca belgelendirmediğinden mazeretin reddine ve dosyanın kapatılmasına karar verildiği, müdürlüğün 13/07/2017 tarihli yazısı ile dosyanın savcılığa gönderildiği,
4-İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 26/09/2017 tarihli, 2016/64364 soruşturma, 2017/32558 esas ve 2017/26678 sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1,53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,
5-Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/03/2018 tarihli, 2017/577 esas ve 2018/202 sayılı kararı ile; “… kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa 30/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kararın sanığa tebliğ edilmeden önce dosyanın 17/11/2016 tarihinde Bakırköy Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"ne gönderildiği gerekçesiyle kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın 08/05/2018 tarihinde istinaf yoluna gidilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2016 tarihli ve 2016/64364 soruşturma, 2016/2905 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilmeden önce 17/11/2016 tarihinde İstanbul Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne gönderildiğinden kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/577 esas, 2018/202 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 26/04/2018 tarihli ve 2018/958 esas, 2018/3822 sayılı kararında belirtildiği üzere, sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte uygulanmasına karar verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğini müteakip şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından haberdar olarak İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 20/12/2016 tarihinde müracaat ettiği, hiçbir aşamada hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ve tedavi ile denetimli serbestlik tedbirine itiraz etmediği, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlandığı, hükümlünün 20/03/2017 tarihindeki bireysel görüşmesine katılmayarak denetim planına uymadığından bahisle 06/04/2017 tarihinde uyarılmasına rağmen, hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 13/06/2017 tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/577 esas, 2018/202 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2016 tarihli, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kişinin erteleme süresi zarfında:
a)Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b)Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması,kabul etmesi veya bulundurması,
c)Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, halinde hakkında kamu davası açılır” hükmü uyarınca maddede sayılan koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekir. İncelenen dosyada; sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte uygulanmasına karar verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın 30/11/2016 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının 15/12/2016 tarihinde tebliğ edilmesi ile şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından haberdar olarak İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 20/12/2016 tarihinde başvurduğu, hiçbir aşamada hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ve tedavi ile denetimli serbestlik tedbirine itiraz etmediği, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye 20/12/2016 tarihinde tebliğ edilerek infazına başlandığı, hükümlünün 20/03/2017 tarihindeki bireysel görüşmesine katılmayarak denetim planına uymaması nedeniyle 06/04/2017 tarihinde uyarılmasına rağmen, hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 09/06/2017 tarihli grup çalışmasına katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
Sanığın, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği anlaşıldığından TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının a) bendi uyarınca kamu davasında yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/577 esas, 2018/202 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.