Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/258
Karar No: 2016/3496
Karar Tarihi: 28.03.2016

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/258 Esas 2016/3496 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı davada, mahkeme hakimleri suçun yasal unsurlarının oluşmadığına karar vererek sanıkların beraatine hükmetti. Kararda, sanıkların sağlık hizmetlerinin bedelini ödemesi gereken kişinin yerine başka bir kişinin kimliğini kullanarak bedeli ödemediği ve bu nedenle suç işlediği iddiası incelendi. Ancak, ilgili yasal düzenlemelerde hastaların ödeme gücüne bakılmaksızın acil sağlık hizmeti alabileceği belirtildiği için suçun oluşmadığına karar verildi. Kararda, olayda ilgili kanun maddeleri olan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi, Başbakanlık Genelgesi’nin birinci ve dokuzuncu maddeleri, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun hükümleri, 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu’nun 32. maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38. ve 60. maddeleri, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 18. maddesi detaylı bir şekilde açıklandı.
23. Ceza Dairesi         2016/258 E.  ,  2016/3496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar ...ve ..."ın evli oldukları, ..."in ise ..."ın kardeşi olduğu, olay tarihinde sanık ... ... Hastanesinde doğum yaptığı, ancak sosyal güvenliğinin olmaması nedeniyle doğum işlemlerinin sosyal güvencesi olan sanık ..."in kimliği kullanılarak sanıklar tarafından birlikte gerçekleştirildiği, böylelikle sanıkların iştirak halinde kamuyu zarara uğratmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda;
    ... Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi; “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler.”,
    2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin;
    Birinci maddesi; “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır.” ,
    Dokuzuncu maddesi; “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu"nun 32"nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 38"inci ve 60"ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu"nun 18"inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır.” şeklinde hükümler içermektedir.
    Bu mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi