Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanığın, 28.02.2013 tarihli sair tehdit ve 12.05.2013 tarihli tehdit eylemlerini katılan ile aralarındaki eskiye dayalı anlaşmazlık nedeniyle, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirmesi karşısında, hakaret suçu bakımından TCK"nın 125/1 ve 43/1. tehdit suçu bakımından ise aynı Kanunun 106/1. 43/1. maddesinin uygulanması gerekirken ikişer kez mahkumiyet hükmü kurularak fazla ceza tayini, 2-Tehdit suçu bakımından; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253.maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret ve sair tehdit suçları yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK"nın 253/3.maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suçlar yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönler incelenmeksizin HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.