12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/16359 Karar No: 2013/22131 Karar Tarihi: 01.10.2013
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/16359 Esas 2013/22131 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının 466 sayılı Kanun gereğince tazminat talebi reddedilmiştir. Davacı tazminat davasının ne kadar zaman içinde açılması gerektiği ile ilgili bir açıklama olmadığından, Borçlar Kanunu'nun 60. maddesine göre zarar verici fiil veya olayın vukuundan itibaren 10 yıl sonra zaman aşımına uğrayacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle davacının davanın süresinde açılmadığı görülerek reddine karar verilmiştir. Davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücreti hükmedilmiştir, ancak Kanuna aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Kararın bozulması gerekmektedir ve Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 2.400 TL vekalet ücreti davacıdan alınarak davalı hazinede verilmesine hükmedilmiştir. Kararda atıf yapılan kanun maddeleri 466 sayılı Kanun'un 2. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 60. maddesidir.
12. Ceza Dairesi 2013/16359 E. , 2013/22131 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği şeklindedir. Ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama yoktur. Borçlar Kanununun 60. maddesinde tazminat davasının, zarar verici fiil veya olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl sonra zaman aşımına uğrayacağı kabul edilmiştir. Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimseler bakımından, devletin yaptığı yakalama veya tutuklama haksız fiili ceza davasının kesinleşmesi ile netleştiğinden bu tarih olayın vuku tarihi olup, bu tarihten itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyecektir. İncelemeye konu olan dosya kapsamına göre kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edildiğinin anlaşılmaması ve tazminat davasına dayanak teşkil eden mahkeme dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacı hakkındaki beraat kararının 17.04.1995 tarihinde kesinleştiği davacı... için davanın 18.04.2011 tarihinde, -10 yıl dolduktan sonra- açıldığının anlaşılması karşısında süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak; Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dilekçe yazım ücretine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden çıkartılarak bunun yerine 3. bent olarak "Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 2.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.10.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.