Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15906 Esas 2012/1018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15906
Karar No: 2012/1018
Karar Tarihi: 30.01.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15906 Esas 2012/1018 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2011/15906 E.  ,  2012/1018 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.05.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Kurum, kurum saymanı olarak çalışan dava dışı ...’nun zimmetine kurum parasını geçirdiğini ve davalı adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın zimmete geçirilen para ile satın alındığını, ... ile kurumun bazı çalışanları hakkında ceza davası açıldığını, çekişme konusu 3321 sayılı parseldeki 23 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile kurum adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazın kendi kazancıyla satın alındığını, zimmet olayına karışan babası ile bir ilgisinin bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacı kurum saymanı ... ile bazı kurum çalışanlarının kuruma ait bir miktar parayı zimmetlerine geçirdikleri, haklarında Ankara 3.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava sonunda zimmet suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, davalının da hakkında mahkumiyet kararı bulunan kurum saymanı ...’nun oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Esasen bütün bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Davacının, kesinleşmiş olan bu ceza mahkemesi kararı gereğince kendisinden zimmet yoluyla elde edilen para yönünden dava ve talep hakkının doğduğu da tartışmasızdır. Ne var ki, Türk Medeni Kanununun taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümlerine göre mülkiyetin kazanılması için tapu siciline tescilin zorunlu olduğu, tescilin de bir hukuki sebebe dayanması gerektiği (TMK m.1025) kuşkusuzdur. Tapu kaydının incelenmesinden, davalının taşınmazı 30.05.2002 tarihinde satış yoluyla ... ... adlı bir kişiden doğrudan yapılan işlemle kazandığı anlaşılmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse, davalının uyuşmazlık konusu taşınmazı edinmesindeki tescilin sebebi babası olan dava dışı ...’nun haksız fiili (zimmetine para geçirmesi) olmadığı, taşınmazın üçüncü kişinin satımıyla kazanıldığı açıktır (Yargıtay 1.HD 01.05.2007 tarih, 2007/2560-4707 sayılı kararı gibi).
    Yapılan bu saptamaya göre davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.