Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2368
Karar No: 2021/1344
Karar Tarihi: 25.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2368 Esas 2021/1344 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2368 Esas
KARAR NO: 2021/1344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2016/1032 Esas, 2018/150 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 10/08/2016 tarihli dava dilekçesinde; davalının müvekkili kooperatife üye aidatlarını ödememesi nedeniyle sözlü olarak defalarca bildirimde bulunulduğunu, ihtar çekilmesine rağmen yinede ödenmemesi üzerine Gölcük İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazında 2008 yılından sonra Karamürsel Kooperatifi ile birleşme olduğunu, faaliyetlerine fiilen son verilen kooperatif için ve birleşilen Karamürsel Kooperatifine birden fazla aidat ödemesi yapılmasının hayatın gerçeklerine aykırı olduğunu iddia ettiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin dava dışı 2 nolu Karamürsel Kooperatifi ile aynı güzergahta çalışmaya başlamalarına rağmen müvekkili ve 2 nolu kooperatifin birleşme kararı almadığını, kooperatifler arası böyle bir anlaşma olsa dahi kooperatife üye olan davalının aidat ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, kooperatif genel kurulunda alınan kararların belli olduğunu, bu konuda davalının itirazı veya açtığı bir davanın olmadığını, davalının iki üyeliğinin bulunması nedeniyle iki üyelik aidatının ödenmesi gerektiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, yasal süre içerisinde davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Davalı vekili 20/12/2016 tarihli zapta geçen beyanında; dosyayı yeni aldığını, davanın konusunu oluşturan genel kurul kararının iptal edilip edilmediği hususunda araştırma yapıp dosyaya sunacağını, itirazda belirtildiği üzere birleşme sebebi ile faaliyetlerine son veren davacının aidat talebinin yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının üye kayıt defterinin incelenmesinden, davacının kooperatife 04/12/2006 tarihinde kayıt edildiği, 29/07/2015 tarihli kararla üyelikten ayrıldığı, 13/04/2017 tarihli kök rapor ve 29/06/2017 tarihli ek raporun esas hakkında hüküm vermeye yeterli olduğu, davacının dosyaya sunduğu genel kurul kararları dikkate alınarak aidat alacaklarının hesaplandığı, kooperatif üyesinden alınacak her ödemenin mutlaka genel kurul kararına dayanması gerektiği, dosyaya sunulan genel kurul kararlarına istinaden davacı kooperatifin aidat alacağının hesaplandığı, davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, genel kurul toplantılarında üye aidatlarının belirlendiği, zamanında ödenmeyen aidatlar için faiz kararı alınmadığı, davacı kooperatifin davalıdan tahsili gereken bir aidat alacağının bulunduğuna dair bir kaydın kooperatif defter kayıtlarında gözükmediği, davalı tarafından kooperatife ödenen 200,00 TL tutarında aidatın bulunduğu, davalı tarafından yapılan başka bir aidat ödemesinin incelenen kooperatif defterlerinde tespit edilemediği, incelenen kooperatif defterlerinin davacı iddialarını desteklemediği, davacı defterlerinden davalıdan gözüken her hangi bir alacağın bulunmadığı, ancak genel kurul kararlarına göre davalının ödemesi gereken aidatın belirlenmesi gerektiği, genel kurul kararları ve kooperatif defterlerine istinaden davalıdan istenebilecek aidat alacağının 5.520,00 TL olarak hesaplandığı bu bedelden davalının ödediği 200,00 TL'lik ödemenin mahsubu halinde davacının davalıdan talep edebileceği aidat bedelinin 5.320,00 TL olacağı, incelenen davacı kooperatif genel kurul kararlarında davalının icra dosyasına itirazında belirttiği şekilde kooperatifin başka bir kooperatifle birleştiğine dair bir genel kurul kararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne davacı tarafından davalı aleyhine Gölcük İcra Müd. ... Esas sayılı dosyasında yapılan takipteki davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 5.320,00-TL asıl alacak, 282,42-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 5.602,42 -TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili ve davalı tarafça yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; alacak talebinin aidat bedellerine ilişkin olduğunu, genel kurul kararları ile sabit olduğunu, makbuzlar incelenmeden rapor düzenlendiğini, mahkemenin rapora göre hüküm tesis ettiğini, raporda davalıdan tahsili gereken aidat alacağının bulunduğuna dair kooperatif kayıtlarında herhangi bir bilgi gözükmediğinin belirtildiğini, bu tespitin genel kurul kararları ile alınan aidat bedelleri yolundaki kurul kararları ile açıkça çeliştiğini, kendi içerisinde çelişen raporu kabul etmediklerini, dosyaya sunulan ödemeye ilişkin makbuzun 2012 yılı Ocak, Nisan aylarına ait olduğunu, davalının c-2031 hattı için 2007 yılı Haziran ayı dahil istifa tarihine kadar aidat ödemesi yapmadığını, aidat ödemeleri yapmamayı adet haline getirdiğini iddia ederek, alacaklarının takipteki miktarlar kadar olduğunu, bu nedenle ödeme makbuzlarının dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı istinaf nedenleri olarak; savunmalarında alacaklı olduğunu söyleyen kooperatif üyelerinin ilçe içerisinden geçerek İzmit ile ulaşımı sağlayan ve daha güçlü büyük olan Karamürsel S.S Otobüsçüler Kooperatifine toplu olarak geçildiğini, bu tarihten itibaren, kendisinden ve diğer kooperatif üyelerinden aidatları Karamürsel Kooperatifinin topladığını, aynı faaliyete ilişkin iki ayrı kooperatife aidat ödenmesinin kanunun amacına aykırı olduğunu, rapor hazırlanırken kendisinin Karamürsel Kooperatifine üyelik aşamasındaki belgelerin toplanılmasına ihtiyaç duyulmadığını, bu belgelerin kooperatif ve kendisinden istenmediğini, kararın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve karardan dönülmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; kooperatif genel kurulunda belirlenen üye aidat bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında; davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, iki üyeliği bulunduğu, daha sonradan üyelikten ayrıldığı, kooperatif genel kurul kararları ile aidat alacaklarına dair kararlar verildiği yönünde herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; mahkemenin hükme esas almış olduğu bilirkişi raporu ile kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının Gölcük İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davalı hakkında 7.490,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile masraf toplamı olmak üzere toplam 7.982,14 TL alacağın tahsili amacıyla 22/12/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, takip konusu alacak nedeninin aidat bedellerine ilişkin olduğu, davalının yasal süre içerisinde borca ve takibe itiraz ettiği, itirazında ilgili kooperatif üyelerince Ulaşlı Gölcük arasında taşımacılık yapabilmek için kurulmuşsa da 2008 yılının ikinci ayında Karamürsel S.S 2 nolu Taşıyıcılar Kooperatifi ile birleştiğini ve faaliyetine Karamürsel Gölcük hattı ile devam ettiğini, 7 yılın ardından kooperatif yönetimi olduğunu söyleyen kişilerce böyle bir taleple çıkılmasının kooperatiflerin üyelerin menfaatleri için kurulmuş olması ilkesiyle örtüşmediğini, her iki kooperatife aidat ödemenin hayatın gerçeklerine aykırı olduğunu, kooperatife borcunun bulunmadığını belirttiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı, davacı tarafça takip öncesinde davalıya Gölcük Noterliğinde düzenlenen 15/10/2015 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede, kooperatife davalının iki hisseli üyesi olduğunun belirtildiği ve aidat ve gecikme faizi borçlarının bulunduğu, 7.490,00 TL borcun birinci ihtarnameden itibaren ödenmesi gerektiği, aksi taktirde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece; kooperatif genel kurul kararları ve ilgili bilgi ve belgeler ile davacı delilleri dosyaya celp edildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 13/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; sonuç ve kanaat bölümünde dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ve davacı kooperatif defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğu, davalının üyelik kayıtlarının 2006 ve 2011 yıllarında yapıldığına ilişkin tespitlerin rapor içeriğinde belirtildiği, genel kurul toplantılarında üye aidatlarının belirlendiği, zamanında ödenmeyen aidatlar için faiz kararı alınmadığı, davacı kooperatifin davalıdan tahsili gereken bir aidat alacağının bulunduğuna dair bir kaydın kooperatif defter kayıtlarında gözükmediği, davalı tarafından kooperatife ödenen 200,00 TL tutarında bir aidatın bulunduğu, davalı tarafından yapılan başka bir aidat ödemesinin incelenen kooperatif defterlerinden tespit edilemediği, incelenen kooperatif defterlerinin davacı iddialarını desteklemediği, davacı defterlerinde davalıdan gözüken her hangi bir alacağın bulunmadığı, genel kurul kararlarına göre “ödenmesi gereken aidatların kabulü halinde" tarafına sunulan genel kurul kararları ve kooperatif defterlerine istinaden davalıdan istenebilecek aidat alacağının 4.920,00 TL - 200,00 TL = 4.720,00 TL olabileceği, incelenen davacı kooperatif genel kurul kararlarında davalının icra dosyasına itirazında belirttiği şekilde kooperatifin başka bir kooperatifle birleştiğine dair bir genel kurul kararının bulunmadığı, 2010 yılında yapılan genel kurul toplantı tutanağının 11. Maddesinde "her hangi bir kooperatiften gelecek birleşme teklifine cevap için yönetim kuruluna oy birliğiyle yetki verildiği," yönetim kuruluna verilen bu yetkinin sadece gelecek teklifi değerlendirme şeklinde olabileceği, kooperatifin sonlandırılması yetkisinin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğu, tarafına ibraz edilen genel kurul toplantı tutanaklarında böyle bir genel kurul kararının bulunmadığı belirtilmiştir. 29/06/2017 tarihli bilirkişi kök raporunda; sonuç ve kanaat bölümünde dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ve yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin kök rapora itirazlarının rapor içeriğinde değerlendirildiği, davacının dosyaya sunduğu genel kurul kararları dikkate alınarak aidat alacaklarının hesaplandığı, genel kurul kararı bulunmadan davacının yaptığı bir tabloya istinaden aidat alacağının hesaplanamayacağı, kooperatif üyesine alınacak bir ödemenin mutlaka genel kurul kararına dayanması gerektiği, tarafından dosyaya sunulan genel kurul kararlarına istinaden, davacı kooperatifin aidat alacağının hesaplandığı, davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğu, davalının üyelik kayıtlarının 2006 ve 2011 yıllarında yapıldığına ilişkin tespitlerin rapor içeriğinde belirtildiği, genel kurul toplantılarında üye aidatlarının belirlendiği, zamanında ödenmeyen aidatlar için faiz kararı alınmadığı, davacı kooperatifin davalıdan tahsili gereken bir aidat alacağının bulunduğuna dair bir kaydın kooperatif defter kayıtlarında gözükmediği, davalı tarafından kooperatife ödenen 200,00 TL tutarında bir aidatın bulunduğu, davalı tarafından yapılan başka bir aidat ödemesinin incelenen kooperatif defterlerinden tespit edilemediği, incelenen kooperatif defterlerinin davacı iddialarını desteklemediği, davacı defterlerinde davalıdan gözüken her hangi bir alacağın bulunmadığı, genel kurul kararlarına göre “ödenmesi gereken aidatların kabulü halinde” tarafına sunulan genel kurul kararları ve kooperatif defterlerine istinaden davalıdan istenebilecek aidat alacağının 5.520,00 TL - 200,00 TL = 5.320,00 TL olabileceği, incelenen davacı kooperatif genel kurul kararlarında davalının icra dosyasına itirazında belirttiği şekilde, kooperatifin başka bir kooperatifle birleştiğine dair bir genel kurul kararının bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili zapta geçen beyanında; ek raporu kabul etmediklerini, başka bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. Mahkemece; yeniden bilirkişi raporu alınması talebinin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair yukarıda yer verildiği gerekçeleri istinaden hüküm tesis edilmiştir. Kooperatiflerin, kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1. maddesinde belirlenmiştir. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Uygulamada, kooperatif ve ortak arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. ( 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. maddesi, Anasözleşme 23/6 ). Genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul kararlarının iptali 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Bu açıklamalardan sonra somut dava değerlendirildiğinde, davacı kooperatif genel kurul kararları ile belirlenen aidat alacak miktarları yönünden yapılan tespitte bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan, davalı tarafça her ne kadar takibe itirazında ileri sürmüş olduğu savunmalarının değerlendirilmediği iddia edilmiş ise de davalı yasal süresi içerisinde davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Karar tarihindeki duruşmaya katılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. Davanın niteliği gereğince resen araştırma ilkesi bulunmadığından ve tarafların delillerini kanun ile ilgili mevzuat kapsamında süresi içerisinde dosyaya ibraz etmeleri gerektiğinden davalının aksine istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, bilirkişi raporunda davalı tarafın kooperatifin bir başka kooperatif ile birleştiğine yönelik savunması da değerlendirilmiş ve genel kurulda buna ilişkin herhangi bir kararın alınmadığı belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 .fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar sonucu verilen kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, "Parasal sınırların artırılması" üst başlığı ile ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınılacağı ifade edilmiştir. 2018 yılında istinaf kanun yoluna başvuru dava değeri, 3.560,00 TL olarak belirlenmiştir. Dava dilekçesinde dava değeri 7.490,00 TL, reddedilen miktar ise 1.887,58 TL'dir. HMK'nın 346. Maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. Maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler kapsamında davacının aleyhine reddedilen miktarın karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle ve bu anlamda istinafa kabil bir karar bulunmadığından davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmesi uygun görülmüştür. Davalı tarafın istinaf nedenlerine gelince ise, davalı tarafça yasal süre içerisinde cevap verilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 128.maddesi gereğince, süresi içerisinde cevap dilekçesinin verilmemesi halinde dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamının inkar etmiş sayılacağı düzenlemesi kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Aynı yasanın 357.maddesinin birinci fıkrasında ise ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez ve yeni delillere dayanılamaz hükmü mevcuttur. Somut davada, davalı tarafça herhangi bir delile dayanılmamış ve süresinde de cevap verilmemiştir. Resen araştırma ilkesine tabi olmayan ve kamu düzenine ilişkin bulunmayan hususlarda mahkemece inceleme yapılması mümkün olmayacağından ve kabul şekline göre ise bilirkişi raporunda davalının takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz nedenleri değerlendirildiğinden ve ilk derece mahkemesince rapora göre karar verildiğinden davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı HMK'nın ve ilgili yasal mevzuat kapsamında davacı vekilinin ve davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE, 2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1032 Esas, 2018/150 Karar ve 15/03/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davacının peşin olarak yatırmış olduğu 95,68 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 36,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak karşılanan 96,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 4- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.25/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi