
Esas No: 2021/3442
Karar No: 2022/4461
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3442 Esas 2022/4461 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen kullanım kadastrosu davasında Mahkeme, davacının lehine olan 636 m²'lik kısmın 1/2'sinin kullanımının tespitine ve beyan hanesine tesciline karar vermiştir. Ancak, Yargıtay tarafından önceki görevsizlik kararı göz ardı edilerek verilen karar bozulmuştur. Davada, davalı sıfatı Hazineye ait olup, davacının tüm tarafları dahil etmediği ve Hazineyi yanlış temsil eden Kadastro Müdürlüğü'nün taraf koşulunu sağlamadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda bozulan Mahkeme kararının yanı sıra 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi de açıklanmıştır. Karara göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmeyeceği belirtilmiştir. Tarafların bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceği ifade edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "Mahkemece, önceki görevsizlik kararının Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği göz ardı edilerek yeniden ... Sulh Hukuk Mahkemesine yönelik olarak görevsizlik kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğu" hususuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, “Kepez ilçesi ... Köyü eski 575 parsel (Yeni 28253 ada 37 parsel) sayılı fen bilirkişisinin 18.10.2012 tarihli raporu ekinde bulunan krokisinde B harfi ile gösterdiği 636 m²'lik kısmın 1/2'si olan 318 m²'lik kısmın davacının kullanımında olduğunun tespitine ve bu hususun beyanlar hanesine tesciline” karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kullanım kadastrosu davalarında davalı sıfatı, tutanakta lehine zilyetlik şerhi verilen kişi veya kişilerle birlikte taşınmazın maliki olan Hazineye aittir. Ne var ki, davacı ..., çekişmeli 28253 ada 37 parsel sayılı taşınmaz yönünden yasal hasım durumunda olan tespit maliki Hazineye, ayrıca 28253 ada 13, 14, 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yasal hasım durumunda olan tespit maliki Hazineye ve lehine kullanıcı şerhi bulunan ... oğlu ... ...’e, ... kızı ... ...’e, ... kızı ...’a husumet yöneltmemiş; dava dilekçesinde yalnızca Kadastro Müdürlüğünü hasım göstererek dava açmıştır.
Yargılama sırasında Kadastro Müdürlüğünün Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olması Hazinenin davada taraf sıfatı kazandığı anlamına gelmemektedir. Bu durumda ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunmaktadır. Hal böyle olunca, taraf koşulunun sağlanmış olmasının dava şartı olması, bu şart sağlanmadan işin esasına girilmesinin mümkün olmaması karşısında, mahkemece bu husus re'sen gözetilmek suretiyle davacı tarafa, Kadastro Müdürlüğünün Hazineyi temsil yetkisi olmaması nedeniyle, davasını Hazineye yöneltmesi, ayrıca lehine kullanıcı şerhi verilen şahısları da davaya dahil ettirerek taraf teşkilinin tamamlanması için süre verilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına çerçevesinde tüm delillerin toplanıp değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken; bu hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması yanlıştır.
Kabule göre de 28253 ada 13, 14, 15 (sırasıyla eski 565, 566, 567) parsel sayılı taşınmazlar da dava dilekçesinde dava konusu edildikleri halde, Mahkemece bu taşınmazlar hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.