10. Hukuk Dairesi 2021/3766 E. , 2021/10701 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2015/448-2016/110
Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, ölü davalı ... mirasçılarından ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, yargılama sırasında ölen davalı ..., 23.02.1994 tarihinde ölen ...’lı karısından dolayı 01.03.1994 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlandığı, 16.06.1994 tarihli beyan ve taahhüt belgesi ile değişikliklerin Kuruma bildirileceğinin beyan edildiği, ölü davalı kocanın 21.07.1998 tarihinde evlenmesine rağmen 15.05.2006 tarihine kadar aylık almaya devam ettiği, 19.07.2006 tarihinde boşanması üzerine ise 01.08.2006 tarihi itibariyle ölüm aylığının tekrar bağlandığı, davadan sonra 11.02.2009 tarihinde davalı kocanın vefat etmesi üzerine tüm mirasçılarının davaya dâhil edildiği, hükmü temyiz eden ... dahil bir kısım mirasçılar tarafından 11.07.2011 tarihli dilekçe ile terekenin borca batık olduğu gerekçesiyle mahkemeden mirasın hükmen reddine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada; mahkemece verilen 01/11/2012 tarihli davanın kısmen kabulüne dair karar, Dairemizin 18/02/2014 tarih 2013/2905, 2014/3067 salıyı ilamı ile “Mirasın borca batık durumunun MK. 605 maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve 5510 sayılı Yasa 96. madde hükmü uyarınca bir değerlendirmenin yapılmasının gerektiği belirtilerek” bozulmuş, bu bozma ilamı üzerine mahkemece 23/09/2014 tarihli karar ile eskik karar da direnilmiş ise de mahkeme kararı YHGK’nun 17/06/2015 tarih 2015/10-1772 E., 2015/1700 K. sayılı direnme kararının bozulmasına karar verildiği, mahkeme temyize konu kararı ile de; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın konusunun kalmadığından bahsedebilmek için, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tüm tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gerekir.
Eldeki davada ise, bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı avukatının beyanı üzerine davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, sadece beyana dayalı olarak karar verilemeyeceği dikkate alınarak, 05/03/2020 tarihli geri çevirme kararımızda da belirtildiği üzere 18/02/2016 tarihli celsede beyan edilen ödeme belgesinde ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığının sorularak ve ödemelerin davacının talepleri ve bu dosya ile ilgisi ve davalı tarafından yapılan iradi ödemenin varlığı net bir şekilde belirlendikten sonra konusuz kalma olgusu araştırılmalı ve sonucuna göre, uyulan bozma ilamı ile oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak, bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalılar ..., ..., ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 22/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.