Esas No: 2022/2027
Karar No: 2022/4530
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2027 Esas 2022/4530 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi, tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu taşınmazın orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, bu doğrultuda önceki bilirkişiler dışında konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Keşifte orman sınır noktalarının tutanak ve haritalardaki mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre bulunarak, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu belirlenecek ve tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişkiler giderilecektir. Mahkeme, yapılan yetersiz inceleme ve bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılan hükümün usul ve yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir. Kararın bozulmasına ve taraflara karar düzeltme isteği hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi, HUMK'un 440/I maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar dava konusu 170 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında orman olarak tespit gördüğünü ancak taşınmazın eski tapu kaydı ve ırsen intikal ile kendilerine ait olduğunu belirterek kadastro tespitine itiraz etmişlerdir. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda taşınmazın 1966 yılında orman parseli olarak tescil edildiği ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle genel mahkemeye görevsizlik kararı verilmiştir.
Görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonunda taşınmazın 1965 yılındaki orman tahdidinde orman olarak tespit edildiğini ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; kadastro müdürlüğünün 24.05.2011 tarihli müzekkere cevabında 170 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1965 yılında kesinleşen tahdide göre orman sınırları içinde kaldığı ve hakkında tutanak düzenlenmeden tapuya tescil edildiği belirtilmiş ise de mahkemece öncelikle görev konusunun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Mahkemece işin esası hakkında hüküm verilebilmesi için, taşınmazın orman tahdidi içerisinde kalıp kalmadığı taşınmazın orman tahdidi içinde kalması sebebiyle tapu kütüğüne aktarılmak suretiyle tapu kaydının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır.
O halde mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilerek; önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi kurulu ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ... fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı belirlenerek, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 16.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.