10. Hukuk Dairesi 2014/21551 E. , 2015/13584 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, Kurum işlemlerinin iptali ile kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
....’ne ait ... sicil numaralı işyerinden 12.11.2005 – 31.03.2007, ....’ne ait 1099494 sicil numaralı işyerinden 28.09.2007 – 29.02.2008, ...’ne ait ... sicil numaralı işyerinden 04.06.2008 – 30.06.2008,....’ne ait ... sicil numaralı işyerinden 30.06.2008 – 10.08.2009 dönemlerinde davalı Kuruma tam gün üzerinden eksiksiz sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen davacıya 506 ve 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı üzerinden, 2829 sayılı Kanun uygulanıp hizmet birleştirmesi yapılarak, 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince 01.04.2011 günü itibarıyla yaşlılık aylığı bağlandığı, bildirimlerin gerçekleştirildiği çeşitli işverenlere ait işyerleri hakkında Kurumca yapılan denetim ve araştırma sonrasında düzenlenen 25.08.2009 tarihli Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu Raporu, 27.04.2011, 29.04.2011, 31.05.2011 tarihli Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Raporlarına dayanılarak davacının bir kısım hizmetlerinin, sahte işyerleri üzerinden fiili çalışmaya dayanmayıp gerçeğe aykırı olduğu belirlenerek bildirimlerinin ve tahsis koşullarını yitirmesi nedeniyle de aylığının iptal edildiği anlaşılmakta olup mahkemece yapılan yargılamada, 28.09.2007 – 10.08.2009 dönemine ilişkin sigortalılık hüküm altına alınıp kesildiği tarih itibarıyla aylığın yeniden bağlanmasına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren”, 5. maddesinde, anılan sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak
./...
tanımlanmış, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4/1(a), 11., 12. maddelerinde de benzer düzenlemeler yapılmıştır. Zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile çalışan arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir.
Diğer taraftan anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin olarak 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddelerine dayalı bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada mahkemece anlatımlarına dayanılan tanıkların da bildirimlerinin iptal edilmiş olması karşısında bu kişilerin beyanlarının esas alınamayacağı açıktır. Bu bakımdan; öncelikle davacıya aylık bağlanırken gözetilen sigortalılık sürelerine ve prim ödeme gün sayılarına ilişkin bilgiler Kurumdan getirtilmeli, hangi işyerlerindeki bildirimlerin iptal edildiği Kurumdan sorularak belirlenmeli, davacı vekiline, temel istem konusunu bildirmesi ve hizmetlerin iptal edildiği işyerleri işverenlerinin davaya katılımları yönünde talebinin bulunup bulunmadığını açıklaması için uygun süre tanınmalı, böylelikle taraflar arasında uyuşmazlığa konu olan hususlar tarihleriyle birlikte açıklıkla ortaya konulmalı, sonrasında, Kurum tespit ve bulgularının aksinin aynı derecede somut, inandırıcı, gerçeklere dayalı delillerle kanıtlanması gereğinden hareketle, dava konusu hizmetlere ilişkin olarak varsa aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı olup sigortalılıkları Kurumca geçersiz sayılmayan kişilerin bilgi ve görgülerine başvurulmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince belirlenerek dinlenilmeli, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, işyerlerinin faaliyeti ve kapasitesi, çalışma şekli ve düzeni, davacının yaptığı işin ne olduğu, nasıl yerine getirildiği, günlük/haftalık çalışma saatleri saptanmalı, işyerlerine ait elektrik ve su faturaları ilgili kurumlardan, işverenlerin ödedikleri vergilerde esas alınan kazanç miktarlarını gösteren vergi kayıtları ilgili vergi dairelerinden getirtilmeli, gerektiğinde bu kayıtlar üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak işyerlerinin fiilen faal olup olmadıkları belirlenmeli, işyerlerinin ticari faaliyetinin kapsamına, ticaret ve çalışma hayatının gerçeklerine göre, çekişme konusu dönemlerde Kuruma bildirildiği kadar sigortalının bu işyerlerinde çalışıp çalışamayacağı irdelenmeli, benzer konumda olan sigortalılar yönünden açılan ...İş Mahkemesi’nin 2013/162 Esas – 2014/229 Karar, ...İş Mahkemesi’nin 2011/867 Esas – 2012/438 Karar,... İş Mahkemesi’nin 2012/932 Esas – 2014/641 Karar, ... İş Mahkemesi’nin 2012/668 Esas – 2013/480 Karar, ... İş Mahkemesi’nin 2013/845 Esas, .... İş Mahkemesi’nin 2013/633 Esas, ... İş Mahkemesi’nin 2011/1486 Esas sayılı davalarından delil
olarak yararlanılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirilip fiili çalışmanın var olup olmadığı açıklıkla ortaya konulduktan sonra tahsis koşulları da irdelenerek elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.