Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/615
Karar No: 2018/510
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/615 Esas 2018/510 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bursa Tüketici Mahkemesi, bir alacak davasında davalı şirketi kısmen suçlu buldu ve davacı lehine karar verdi. Ancak davalı şirket temyiz etti ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, önceki kararda direndi.
Hukuk Genel Kurulu, bu durumda söz konusu tazminat miktarının temyiz edilebilirliği yönünde bir ön sorun olarak ele alındı.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girdiği Ekim 2011 tarihinden önceki kararlarda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler öncesindeki hükümleri uygulanmaya devam edilmekteydi.
Bu çerçevede, kararın temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı, hüküm verilen tarihteki kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyorsa, ona göre değerlendirilmelidir.
Bu dava da temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan, davacı vekilinin temyiz dilekçesi reddedildi. Kararında, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükteki haliyle 427. maddesi (ikinci fıkra) ve 440. maddesi de belirtildi.
Hukuk Genel Kurulu         2017/615 E.  ,  2018/510 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bursa Tüketici Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.02.2013 gün ve 2012/296 E., 2013/370 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 gün ve 2013/12830 E., 2013/26876 K. sayılı kararı ile davacı lehine bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, esasa girilmeden önce dava konusu tazminat miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz kanun yolunun açık olup olmadığı ön sorun olarak incelenmiştir.
    1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş; anılan Kanunun 450’nci maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada bir takım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, 6100 Sayılı Kanuna geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
    6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3’üncü maddesine (Ek:31.03.2011– 6217/30 md.) göre bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427’nci ilâ 454’ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır.
    Bilindiği üzere, 21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1" nci maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar yıllar itibariyle arttırılmıştır.
    16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun"un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
    Şu durumda; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı belirlenirken, temyiz ya da karar düzeltme hakkının doğduğu (kararın verildiği ) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; temyiz ya da karar düzeltme istemine konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır.
    Buradaki "karar" teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun verdiği kararı da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
    Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 11.03.2014 tarihinde, uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 1.890,00 TL’dir. Kararı temyiz eden davacı aleyhine yerel mahkemece reddedilen ve uyuşmazlık konusu olan alacak miktarı ise 1.885,00 TL olup açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
    Hâl böyle olunca, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi yürürlükteki şekliyle 427’nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, aynı Kanun"un 440’ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.03.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi