10. Hukuk Dairesi 2014/14693 E. , 2015/13580 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı ....’na bağlı ... ile dava dışı .... arasında 16.05.2011 – 31.12.2011 dönemine yönelik olarak düzenlenen 10.05.2011 tarihli Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi’nin konusunun, Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS) Hizmet Alımı İşi olduğu, anılan şirkete ait işyerinden davalı Kuruma 12.08.2011 – 26.10.2011 tarihleri arasında tam gün üzerinden eksiksiz sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen ... adlı kişilerin başvurusu üzerine yapılan denetim ve inceleme sonrasında 27.12.2011 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmenlik Raporu hazırlandığı, 2 sigortalının söz konusu hastanede 30.05.2011 – 12.08.2011 döneminde hizmet akdine tabi olarak davacının işverenliği altında çalıştırıldıkları yönündeki saptamayı içeren rapora dayanılarak Kurumca davacı hakkında resen işyeri tescili işlemi gerçekleştirildiği anlaşılmakta olup bu işlemin iptaline ilişkin olarak işbu dava açılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 3. maddesinde hizmet akdinin, 818 sayılı Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini veya hizmet akdini ifade ettiği yönünde düzenleme yapılmış, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtildikten sonra 5. maddesinde, haklarında bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar, 6. maddesinde de kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları açıklanmış, 12. maddesinde, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşların işveren olduğu bildirilmiştir. Buna göre 4/1(a) maddesi kapsamında sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, akitte öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde görülmesi, ilgili maddede belirtilen “sigortalı sayılmayan” kişilerden olunmamasıdır.
Anılan 3. maddenin yollamada bulunduğu 818 sayılı Kanunun 313 – 354. maddelerinde düzenlenen hizmet akdi, işçinin belirli veya belirsiz bir zaman süresince hizmet görmeyi, iş sahibinin de kendisine ücret ödemeyi taahhüt ettiği bir sözleşme olarak tanımlanmış, aksine hüküm bulunmadıkça, sözleşmenin özel şekle tabi olmadığı
belirtilmiş, ücretin, zaman itibarıyla olmayıp yapılan işe göre verilmesi durumunda da işçinin belirli veya belirsiz bir zaman için alınmış veya çalışmış olduğu sürece akdin “parça üzerine hizmet” veya “götürü hizmet” adı altında varlığını koruduğu açıklanmıştır. Belirtilmelidir ki ücret unsuruna her ne kadar tanımda ve iş sahibinin borçları belirtilirken yer verilmiş ise de 5510 sayılı Kanunun sistematiği ve ilgili maddelerinin düzenleniş şekline göre, söz konusu unsurun sigortalı niteliğini kazanabilmek için zorunlu olmadığının kabulü gerekmektedir. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre, iş sözleşmesinin ayırt edici ve belirleyici özelliği, zaman ve bağımlılık unsurlarıdır. Zaman unsuru, çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmasını kapsamaktadır ve anılan sürede buyruk ve denetim altında edim yerine getirilmektedir. Bağımlılık ise her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşmenin varlığı ve içeriği, bu sözleşmenin sigortalıların uyuşmazlık konusu hizmet sürelerini kapsıyor olması, sigortalıların sonraki döneme ait bildirimlerinin anılan şirkete ait işyerinden gerçekleştirilmiş bulunması, sigortalıların Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından 21.11.2011 tarihinde alınan ifadelerinde, şirketin Doğu Anadolu Bölge temsilcisi olan ... ile iş görüşmesi yaptıklarını, bu kişinin asgari ücret ve 2. ihaleye kadar çalışma taahhüdünde bulunduğunu, hastanenin bilgi işlem servisinde teknik sorumlu olarak şirkete ait yazılım programının kurulumunda 30.05.2011 günü çalışmaya başladıklarını, bildirimlerinin 12.08.2011 tarihinden itibaren yapılmaya başlandığını belirtmiş olmaları, hastanenin bilgi işlem koordinatörü olan ... ile müdür yardımcısı konumundaki ...’ın 22.12.2011 günü Sosyal Güvenlik Denetmenine verdiği aydınlatıcı net ifadeler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, hizmet akdi ilişkisinin sigortalılar ile dava dışı şirket arasında kurulduğu, sigortalıların hizmet akdine tabi olarak, işveren konumundaki şirket tarafından çalıştırıldıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurmaksızın, mahkemece Kurum işleminin yerindeliğine ilişkin yanılgılı değerlendirme sonucu istemin reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.