1. Hukuk Dairesi 2016/16205 E. , 2020/1439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/131 Esas, 2013/39 Karar sayılı dosyası ile dava konusu 101 ada 37 parsel sayılı taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, anılan davada yapılan yargılama neticesinde taşınmazın dava dışı ... adına olan tapu kaydının iptali ile dosyada bulunan 15.10.2012 tarihli kadastro bilirkişisi raporu gereğince “c1” ile gösterilen yerin 22,10 m2’lik kısmının davacı ... adına, “a2” olarak gösterilen yerin 1.642,26 m2’lik kısmının ise davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, anılan kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından onandığını ve kesinleştiğini, ancak anılan davada tedbir kararı verilmediğinden taşınmazın dava dışı ... tarafından oğlu olan davalı ...’e muvazaalı olarak satıldığını, hükmün tapuda infazını sağlayamadıklarını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/131 Esas sayılı dosyasında belirtildiği şekilde adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/131 Esas, 2013/39 Karar sayılı kesin hükmü gereğince iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 303. maddesinde düzenlendiği üzere maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi; diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, her iki davanın taraflarının aynı olması gerekir. Oysa, davacılar tarafından daha önce mahkemenin 2009/131 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın davalısının ..., eldeki davanın davalısının ise ... olduğu, her iki davanın tarafları aynı olmadığından kesin hükümden söz edilemezse de; taşınmazı dava dışı ...’den satın alan davalı ...’in baba-oğul olduğu, aralarındaki akrabalık ilişkisi gözetildiğinde son kayıt maliki davalı ...’in durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, iyiniyetinden söz edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın kabul edilmiş olması bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 629.80.TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.