10. Hukuk Dairesi 2015/12473 E. , 2015/13573 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 13/08/1984 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının 13/08/1984 tarihinde davalı işveren nezdinde işe başladığını, ilk işe giriş bildirgesinin de Kuruma intikal ettiğini, ancak çalışmasının kuruma bildirilmediğini, bu nedenle sigorta başlangıç tarihinin 13/08/1984 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça davalı işverenin gerçek isminin doğru bir şekilde bildirilmediğinden bahisle, 6100 sayılı Yasa"nın 119/1-b ve 119/2 hükmü gereğince davacının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK md. 50 -HUMK m.38-, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı).
Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s. 288 ).
Yine, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 119. maddesinde, dava dilekçesinde bulunması zorunlu hususlar tek tek sayılmıştır. HMK"nın 119/1-b maddesinde davacının, davalının ad-soyad ve adresini bildirmek zorunda olduğu, aynı Yasanın 119/2. maddesinde ise, bu hususların eksik olması halinde, Hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, 24/09/1984 tarihli işe giriş bildirgesinin 25/09/1984 tarihinde kuruma intikal ettiği, işe giriş bildirgesinde, işyerinin kurumda işlem gördüğü sicil numarasının 234110108606306, işyerinin unvanının da ... olarak belirtildiği, ancak Kurum kayıtlarında işe giriş bildirgesinde belirtilen şirketin..."e ait “...” unvanlı işyeri olduğunun mahkemece tespit edildiği, anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-b maddesi gereğince davacı vekili tarafından davalının adı soyadı ve adreslerinin bildirilmesi gerekli ise de; Kuruma intikal etmiş işe giriş bildirgesinde, işyeri unvanının ... olduğu nazara alındığında, davacı tarafından işyeri unvanının yanlış gösterilmesinin, davacıya yüklenebilecek bir hata olmadığı, Kaldı ki Kuruma yazılan müzekkere cevabıyla işyerinin gerçek unvan ve adresine ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya getirtildiği, davacı tarafından şirkete yönelik talep atiyeye bırakılarak davaya devam olunabilecek olmasına rağmen bu hususta da herhangi bir talep olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece resen taraf teşkili sağlanarak, işin esasına girilmesi gerekirken, davanın açılmamamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.