(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2012/23314 E. , 2013/2437 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... Vek.Av.... ile davalı.... Vek.Av.... aralarındaki tazminat davası hakkında Tekirdağ ... Mahkemesince verilen 08/06/2012 gün ve 102-151 Sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 01/10/2012 gün ve 17011-16014 Sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili 31.10.2012 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 01.10.2012 gün ve 2012/17011E, 2012/16014K sayılı kararında, yerel mahkeme kararının onandığını, oysa manevi tazminatın reddolunan bölümüne ilişkin olarak avukatlık ücretinin tayininde yapılan hatayı amaçlayan temyiz itirazlarının bulunduğunu, Davacı yararına hükmolunan 400,00-TL avukatlık ücretini aşar biçimde davalı yararına 1.200,00-TL avukatlık ücretine karar verilmesinin hatalı olup bu yöndeki kararın onanmasının maddi hataya dayalı olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
... Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince ... Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin
haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda davacının manevi tazminat isteminin kabulü nedeniyle tarife hükümleri gereğince davacı yararına 400,00-TL, reddolunan bölüm üzerinden de davalı yararına 1.200,00-TL avukatlık ücreti verildiği görülmektedir. Öte yandan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 10/2 maddesinde; Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca davacı yararına verilen 400,00-TLavukatlık ücretini aşar biçimde davalı yararına 1.200,00-TL avukatlık ücreti verilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 01.10.2012 gün ve 2012/17011E, 2012/16014K sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava ... kazası sonucu sürekli ... göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Mahkemece maddi tazminat istemi atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin uyulan bozma ilamı doğrultusunda maddi ve manevi tazminat ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davacının manevi tazminat isteminin kısmen reddi nedeniyle, davalı yararına, avukatlık ücreti verilirken, davacı yararına verilen avukatlık ücretinin aşılması Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2.bendinin 9. Alt bendinde davalı vekili yararına verilen vekâlet ücretine ilişkin olarak yazılan “1.200,00-TL” rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine “400,00-TL” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine,14/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.