12. Hukuk Dairesi 2016/13005 E. , 2016/15320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, borçluların icra mahkemesine yaptığı başvuruda, limit ipoteğine dayalı olarak başlatılan takipte icra emri gönderilemeyeceği, istenen faiz miktarı ve oranının da fahiş olduğu ileri sürülerek icra emrinin ve takibin iptali istenmiş, mahkemece dosya üzerinden yapılan incelemede İİK"nun150/ı maddesi anlamında kredi ilişkisi bulunmadığı, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile istemin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.
İİK"nun 150/ı maddesinde ise; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse, icra müdürü 149"uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikayette bulunmak hakkı saklıdır... İcra mahkemesi"nde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez...." hükmü yer almaktadır.
HGK"nun 02.05.2007 tarih ve 2007/12-24 Esas, 239 sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay İçtihatları ile kabul edildiği üzere; alacaklı bankanın nakdi kredi alacağının tahsiline ilişkin olarak usulüne uygun olarak başlattığı ipotekli takipte, gayrinakti kredi bedellerinin depo edilmesininde istenebileceği kabul edilmiştir.
Bu yasal düzenlemelere uymayan hallerde, ipoteklerin ilamlı icra yoluyla takibi mümkün değildir. Görüldüğü üzere, ilgili hükümler bankalar lehine konulmuş ve borçlunun durumunu ağırlaştırıcı niteliktedir.
Somut olayda, takibe konu ipotek akit tablolarının limit ipoteği içerdiği mahkemenin de kabulünde olmakla birlikte, alacaklının kredi veren kuruluşlardan “banka” olduğu, takipte ipotek akit tablolarına, kredi sözleşmelerine ve Adana 10. Noterliği"nin 02.04.2015 ve 10.04.2015 tarihli ihtarnamelerine dayandığı görülmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen ipotek akit tablolarının incelenmesinde borçlunun bankaya karşı olan tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere düzenlendikleri yani kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmedikleri belirlenmiştir. Alacaklı salt bu ipotek akit tablolarına dayanarak borçlu hakkında ilamlı icra takibi yapamaz. Ancak alacaklı, borçluya kredi sözleşmesi ile belirlenen aralıklarda kredi geri ödemesinin yapılmaması nedeni ile noter vasıtası ile hesap kat ihtarnamesi tebliğ etmiş ve tebliğ şerhli ihtarnamenin bir suretini icra takip dosyasına eklemiştir. O halde icra müdürlüğünce İİK 150/ı maddesinin göndermesi ile İİK 149 madde gereğince borçluya icra emri gönderilmesi usule uygundur. Borçlu kendisine gönderilen hesap kat ihtarnamesine süresi içinde itiraz etmek ve borcu olmadığını bildirmekle icra hukuk mahkemesine şikayette bulunma hakkını kazanmıştır.
Bu durumda mahkemece tarafların delilleri toplanarak, gerektiğinde bilirkişi görüşüne de başvurmak sureti ile borçluların şikayetinin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.