20. Hukuk Dairesi 2013/7270 E. , 2013/10891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine - ... Köyü Köy Tüzel Kişiliği
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü, ... mevkiisinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; fen bilirkişi krokisinde sınırları gösterilen 18916.58 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın 1/3"er payla davacı gerçekler kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1965 yılında yapılmış ve 10/06/1966 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Yine bu yerde 11/10/2004 tarihinde 169 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarına başlanmış, sonuçları 14/03/2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacılar yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Dairenin iade kararı üzerine düzenlenen ek fen bilirkişi raporunda çekişmeli yerin ... numaralı mera parseli kapsamında kaldığından söz edilmektedir. Yörede mera tahsis komisyonunca 4342 sayılı Kanun hükümleri gereğince çalışma yapılmış; çekişmeli yerin içinde bulunduğu ilerli sürülen taşınmaz 3 numaralı mera parseli olarak belirlenmiştir. Bu çalışmaya karşı Köy Tüzel Kişiliği tarafından açılan dava asliye hukuk mahkemesinin 2010/554 Esas sayılı dosyasında görülerek dava reddedilmiş ve kesinleşmiştir. Bu durum karşısında eldeki dava aynı zamanda mera komisyonunun, mera tahsis kararının iptali ve tescil davası niteliği de taşımaktadır. Bu yön üzerinde durularak yöntemince mera araştırması yapılmalıdır.
Bu cümleden olarak; mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi eşliğinde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, mera tahsis haritasının ölçeği ve kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınırlardan yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda somut olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri çeliştiği takdirde bu çelişki giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların varsa dayanakları uygulanmalı, çekişmeli yer yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın mera niteliğinde olup olmadığı kesin bir biçimde saptanmalıdır. Değinilen yön gözardı edilerek kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.