12. Hukuk Dairesi 2016/12340 E. , 2016/15317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
Şikayetçi borçlu tarafından 13 ve 15 parsel nolu taşınmazlara ilişkin 19.11.2015 tarihli ihalelerin feshi isteminde bulunmuş, mahkemece şikayetin reddi ile birlikte şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmiştir.
İİK"nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış olup, aynı Kanun"un 129/1. maddesine göre, artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50"sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK"nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.
Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK"nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, iki adet taşınmaz satışa çıkarılmış; muhammen bedeli 121.000,00TL olan 117 ada 15 parsel nolu taşınmaz, birinci ihalede 61.600,00 TL"ye ihale edilmiştir. Şikayete konu bu taşınmaz ile birlikte ihaleye çıkarılan diğer 117 ada 13 parsel nolu taşınmazın muhammen bedellerinin toplamı 207.500,00 TL olup, tüm taşınmazların ihalesi için 4.675,99 TL ilan, 1066,50 TL kıymet takdiri gideri (4 adet taşınmaza kıymet takdiri yapılmış olmakla ihale konusu taşınmazlara isabet eden değer), olmak üzere 5.742,57 TL satış masrafı yapılmıştır. Oranlama sureti ile bulunan ve şikayete konu 15 parsel no"lu taşınmaz için yapılan satış masrafları toplamı 3.348,67 TL"dir. Taşınmazın muhammen bedeli 121.000,0 TL olmakla, bu bedelin %50 si olan 60.500,0 TL"ye taşınmaz için yapılan masrafların da eklenmesi ile bulunan 66.242,57 TL"nin ihale bedeli ile (61.600,0 TL) karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, paraya çevirme giderlerine tebligat giderlerinin de ilavesi gerekir.
O halde mahkemece, İİK"nun 129/1. maddesi gereğince bu husus re"sen gözetilerek 117 ada, 15 parsel nolu taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, bu taşınmazı da kapsar biçimde şikayetin tamamen reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, ihale konusu taşınmazlardan, 117 ada 13 parsel nolu taşınmazın değeri 86.500,0 TL olarak takdir edilmiş olup, 19.11.2015 günü yapılan ihalede 86.500,0 TL"ye satılmıştır. İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu, kıymet takdirine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin yüzde yüzü ya da üzerinde olması halinde zarar unsurunun oluşmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece, 117 ada 13 parsel nolu taşınmaz yönünden ihalenin feshi isteminin, zarar unsurunun gerçekleşmemiş olması ve dolayısıyla borçlunun dava açmakta hukuki yararının bulunmasına ilişkin dava şartı yokluğu (HMK.m. 114/1-h) nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esası incelenerek reddi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur. Ancak, bu durumda İİK"nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, söz konusu taşınmazı yönünden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi yerinde değildir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.