13. Hukuk Dairesi 2016/25285 E. , 2019/9147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 29/04/2011 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin işlettiği hastanenin ihtiyacı olan kan bileşenlerinin karşılandığını, mevcut sözleşmenin 3.3.4 maddesi uyarınca derneğin hizmetine karşılık fatura ettiği bedelin 45 gün içerisinde davalı şirket tarafından derneğin hesabına yatırılacağını, dernek tarafından düzenlenen faturaların 45 günlük sürenin geçmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin takip tarihinden sonra 11/05/2012 tarihinde 36.910,50-TL ödeme yaptığını, ancak bu ödemenin 30.285,70-TL nin yasal süreç başlatılan 2011 yılı 10,11 ve 12 ayların fatura bedeli olarak ve kalan tutarın 2012 Mayıs faturasından mahsup edilmek üzere ödendiğinin belirtildiğini, davalı şirketin icra dosya borcunun tamamına itiraz ettiğini, bu itiraz dilekçesinin sunulmasından sonra dahi icra dosyasının kapatılmadığını, asıl alacağın ödendiğini, işlemiş faiz, vekalet ücreti ve icra masraflarının ödenmediğini, bu ndenle davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davayla, mal karşılığı faturadaki ödenmesi gereken bedelin tazminini istemiştir. Davalı ise ödeme yaptığından kendisinin sorumlu olmaması gerektiğini belirtmişse de mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda; borçlu davalı aleyhine 3 adet fatura tutarı olarak 30.285,70 TL asıl alacak ve 1.233,55 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için 07.05.2012 tarihinde takip başlatıldığı, buna ilişkin 07.05.2012 tarihli ödeme emri belgesinin 08.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 11.05.2012 tarihinde borçlu tarafından 36.910,50 TL ödeme yapıldığı, 15.05.2012 tarihinde takibe itiraz edildiği görülmektedir.
Eldeki davada, tarafların incelenen ticari defter ve dayanak kayıt kapsamlarına göre takip konusu faturaların taraf kayıtlarına alındığı, fatura içeriklerine bir itirazın bulunmadığı, takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce olmak üzere 11/05/2012 tarihinde takip ve dava konusu fatura bedellerinin ödendiği ve hesap bakiyesinin kapatıldığı saptanmışsa da, itirazın iptali davası açılmadan önce asıl alacağın ödenmiş olması karşısında, asıl alacak miktarını da kapsar şekilde itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bahisle, mahkemece, takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptali isteminin kısmen kabulü ile, davadan önce asıl alacağın ödenmiş olması karşısında, bu miktara ilişkin itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından talebin bu nedenle reddine, takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağı yönünden talebin kısmen kabulü ile; ... 18. İcra Müdürlüğü"nün 2012/11051 Esas sayılı takip dosyasına işlemiş faiz yönünden davalının vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin; 909,73 TL asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin bu miktar işlemiş faiz üzerinden devamına, işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin ve yerinde görülmeyen istemin reddine, davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin, sadece işlemiş faiz miktarı esas alınarak tesbiti ile, buna göre hükmolunan alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Ne var ki, TBK’nun 100. maddesinde “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz. Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir.” hükmü bulunmaktadır. Bu durumda, borçlunun ödemesi takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK"nun 100. maddesi gereğince, tekrar bilirkişi raporu alınmak suretiyle gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak davalının takipten sonra icra dosyasına yaptığı ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflara mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.