(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2011/16141 E. , 2012/925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 10.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davacının davasını ispat etmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde
yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı zabıta aracılığı ile araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu edilen bir kısım parsellerde kayıt maliki ... oğlu ... ile birlikte malik olarak bulunan ... oğlu ... ... ve ... kızı ..."ün, incelenen kadastro tespit tutanağına göre kayıt maliki ... oğlu ..."un baba ve kardeşi olduğu anlaşılmaktadır, oysa ... oğlu ..."in aile nüfus kayıt örneği incelendiğinde her nekadar babasının ismi ... olsa da kardeşleri olarak ... ve ... isimlerine rastlanılmaktadır. Diğer yandan kolluk araştırmasında ... oğlu ... isminde bir kişinin varlığına işaret edilmiş, yine tanıklar da taşınmazların bulunduğu mahalde ... soyisminde kişilerin bulunduğuna değinmişlerdir. Bu haliyle; kayıt maliki ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu yönündeki tüm tereddütlerin giderildiği söylenemez.
Bu nedenlerle; öncelikle yukarıda maddeler halinde anlatılan araştırmalar yeniden titizlikle yapıldıktan sonra, tüm bu araştırmalar sonucu kayıt maliki ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu hususunda hala tereddüt duyulması durumunda 90 yaşında ... da taşınmazla ilgisi yönünden dinlenmeli, gerekirse tespit bilirkişileri ve tanıklar da refakate alınarak taşınmazlar başında keşif yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.